Teknolojik gelişmeler ışığında, her alanda yaşam standartlarının sürdürülmesi yönünde yaşanan kontrolsüz gelişmeler sonucu; küresel ısınma, kaynakların tükenmesi, çevresel kirlilik ve tahribatların artması gibi doğal dengeyi tehdit edecek unsurlar, ekosistemin bozulmasına yol açmaktadır. Gelişen durum karşısında toplumsal yapı da; geçirdiği sosyo – kültürel ve ekonomik değişimlere paralel olarak, mimari tasarım anlayışı ve sunulan çözümlerin farklı şekillerde yorumlandığına tanık olmaktadır.

Günümüzde yükselen yeni bir değer olarak nitelendirilen “ekolojik tasarım” ve “ekolojik mimari” kavramları, bireyin doğa ile ilişkilerini düzenlemeye başladığı ilk çağlardan bu yana, sürdürülebilir insan yerleşkeleri yaratmaya yönelik sistemler üretmeyi kapsamaktadır. Ekolojik yapılar, yeryüzünün insanlığa sunduğu kaynakları bilgece kullanarak insan sağlığını destekleyen, doğayla uyumlu bir yaşam kültürünü barındırmaktadır.

Doğal enerji kaynaklarını etkili ve verimli kullanarak içinde yaşayanlara konforlu ve işlevsel alanlar sunan geleneksel konutlar irdelendiğinde; toplumun içinde bulunduğu çevre, ulaşabildiği yapı malzemesi ve ihtiyaçları doğrultusunda doğrudan kendisinin geliştirdiği bir yapılaşma hali olan geleneksel mimari, bu anlamda özel bir yerde konumlanmaktadır.

Bir yapı kültürü olarak önem kazanan geleneksel mimari, sosyo-kültürel unsurlar hakkında bilgi vererek, bir toplumun o bölgeye ait yaşam biçiminin mekânsal bir karşılığı olarak okunmaktadır. Halkın doğa ile kurduğu ilişkinin uyumu ve çevresel koşullara karşılık ürettiği yapısal çözümler ile oluşan bu denge; geleneksel mimariyi, geleceğe aktarmaktadır.

Celcus Kütüphanesi, Görsel: muze.gov.tr

Farklı zaman kesitlerindeki toplum yapılarının yarattığı kültürel özellikler ve buna bağlı olarak gelişen estetik duygular, iç mekân kalitelerini anlamak ve bugünün çevrelerini oluşturmada rehberlik etmektedir. Toplumların sağlıklı, mutlu ve konforlu yaşayabilmeleri için çevre koşullarına; dolayısıyla görsel açıdan nitelikli, iyi çözümlenmiş, işlevsel ve estetik çevrelerin oluşumuna ihtiyaç duyulmaktadır.

Günümüzde, insanlar tarafından kurulan modern şehirler,  binalar ve yapılar hem toplumsal ilişkileri şekillendiren hem de kişilerarası iletişimin niteliğini belirleyen en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Mimari tasarımlar, mutlaka teknik bilgi gereksinimini ön planda tutan tasarımlar olsalar da; bir iç mimarın yenilikçi, özgün, çözüm odaklı, estetik ve yaratıcı tasarımlar yapmasının temelinde toplumla kurduğu iletişim yer almaktadır. İç mekânların dokusu, dış dünya ile ne kadar uyumlu olursa; insanların alışkanlıkları odağında şekillenen bir tasarımın ortaya çıkma ihtimali de o denli artmaktadır.

IMÇ – Doğan Tekeli,  Görsel: Sami Sisa Arşivi

Tüm mimari tasarım süreçlerinde doğa ile dost bir yaşam birlikteliği kurmak ve faydalı üretimler kurgulamak, bunlar için de doğayı izlemek ve ilham almak temel düşünce sistemi olmalıdır. Tasarımı destekleyecek her türlü paydaşın da aynı kavramları benimsemesi ve sürdürülebilirliğe sahip çıkması, sektör ve tasarım faaliyetleri açısından ayrıca önem taşımaktadır.

Tasarım kavramı, farklı olmayı sağlayan çizgilerin hayata yansıması ve ürünün kullanıcı tarafından tercih edilmesini sağlayan temel bileşenlerden biridir. Bu çizgiler, bir ihtiyaca istinaden işlevsel ve görsel beklentileri karşılamak üzere oluşturulurken, tasarımcıya bağlı olarak farklı yorumlarla şekillenir. Tasarım, kullanıcının özgünlüğünü sağlayan, sosyo-ekonomik anlamda aidiyet özelliği kazandıran bir kimliğe dönüşmüştür artık…

Çalışanların ofis içerisinde gerekli ihtiyaçlarının giderilmesi için geliştirilen özgün ürünler, geleneksel tasarımın ötesinde bir rol üstlenir. Kullanılacak hizmete ve sektöre yönelik pek çok farklı tasarım sayesinde hizmete yönelik bakış açısı değişir ve insan odaklı bir anlayışa sahip olunur.

 

Bürotime; çalışanların aidiyet, ekip ruhu, birlik olma hissi ve bir amaç uğruna değer üretmek gibi temel ihtiyaçları olduğu bilincinden yola çıkarak, bir çalışma ortamının tüm gereksinimleri karşılayabilecek düzeyde tasarlanması gerekliliğiyle; iç mekân tasarımlarında estetik ve işlevselliği arttırarak kullanıcıların performans düzeyi ve üretkenliklerine katkı sağlamayı hedeflemektedir.