Hayatlarımıza nüfuz eden dijital dönüşüm ile birlikte yeni tanımlar ve terimler de sözlüklerimize ekleniyor. Bunlardan biri olan dijital vatandaşlık, toplumla, siyasetle ve yönetimle bağ kurmak için bilgi teknolojisinden faydalanan kimseler için kullanılan bir terim olarak karşımıza çıkıyor. Yani, interneti düzenli ve etkin bir biçimde kullanan herkes dijital vatandaş olarak kabul ediliyor. E-posta adresine sahip olmak, blogda yazmak, sosyal medya hesaplarında paylaşım yapmak, internetten alışveriş yapmak gibi pek çok etkinliği ve dijital ayak izini barındıran bu kavram kaçınılmaz bir şekilde etki alanını genişletiyor.

Mimari Mekan Tasarımının Verilerle İmtihanı

Yaşadığımız bu dijital dönüşüm her alanı etkiliyor ve bunun başında da çalışma biçimlerimiz geliyor. Değişen çalışma biçimleri mobilyadan evlere, iş yerlerine, kullanma biçimlerimize göre tasarımlara tesir ediyor. Dijital şirket, dijital banka, dijital şube gibi olgular özünde dijital insandan yola çıkıyor. Öte yandan çağın dönüşümüne mekânların ayak uydurması zaman alıyor. Mimarlık endüstrisi dijital teknolojilerin ilerlemesine ayak uydurarak tasarım ve uygulamada yeni açılımlar yaratmaya çalışıyor. Dijital dünyanın kattığı uçsuz bucaksız fırsatları değerlendirmeye başlayan mimari tasarım uygulamaları klasik stildeki mekanları da etkiliyor. Dijital mimari, hem sanal formlar hem de fiziksel yapılar oluşturmak için bilgisayarda modelleme, programlama, simülasyon ve görüntüleme tekniklerinden faydalanıyor. Bu terim ayrıca, mimarinin dijital teknolojilere sahip olan diğer yönlerini ifade etmek için de kullanılıyor.

En basit şekliyle, bilgisayar destekli tasarımın (CAD: Computer Aided Design) ortaya çıkmasıyla mimarlık, dijital dünya ile tanıştı denilebilir. Bugün yapı bilgi modellemesi (BIM: Building information modeling) ile bir adım daha öteye giderek tasarımda alınan kararların daha etkin bir şekilde kullanılması sağlanıyor. Dijital mimari, mimarları önceden sınırlandıran karmaşık hesaplamaların bugün yapılmasına ve bilgisayar algoritmaları kullanılarak çok çeşitli formların oluşturulmasına olanak tanıyor. Biçimsel parametrelerin bilgisayar desteğiyle imkanlı hale gelmesi ve olanakların çoğalmasıyla birlikte mimarı bir anlamda özgürleştiren dijital mimari, imkansız görünen formların gerçek hayata geçmesini de sağlıyor. Bunun en güzel uygulamalarından biri olarak Zaha Hadid Architects mimarlık ekibinin tasarladığı Haydar Aliyev Kültür Merkezi gösteriliyor. Keskin açılardan kaçan akan, kavisli forma sahip olan bina, parametrik tasarımın mimari tasarım uygulamaları için en önemli örneklerinden biri oluyor.

Görsel: arkitektuel.com
Teknoloji ile Donatılan Yapılar

Klasikleşen ve değerini her zaman koruyan mimari mekanların yanı sıra bilgi ve iletişim çağına uyum gösteren ve kendini yeni teknolojilerle donatan mekanlar ve binalar da giderek önem kazanıyor. Dijital binalar mimarlık, mühendislik ve teknolojinin bütünleşmesi sayesinde kuruluyor. Böyle yapılar kullanıcıların, personelin ya da yönetimin kullanım deneyimini optimize eden bir dizi çözümü kapsıyor. Dijital bina, nesnelerin interneti (IoT) verisinden yararlanarak çeşitli bina sistemleri arasında veri üretebilen ve paylaşabilen geniş bir ağ oluşturuyor. Bu tip bir teknoloji ile tasarlanan binalar her bir sisteme bireysel bir unsur olarak bakmak yerine, bütün sistemlere birleşik bir bütün olarak bakıyor. Böylelikle insanı merkeze alan mekanların yaratılması amaçlanıyor. Örneğin çok sayıda kullanıcısı olan ofis binaları kullanım kolaylığı yaratan, enerji verimliliğini artıran, ortam koşullarını optimize eden dijital sistemler ile birlikte tasarlanıyor. Böylelikle hem üretim verimliliğini artıran hem de kullanıcıyı odak noktasına alan bir mekan tasarımı ortaya konuyor

Dijital mimari sadece “hayal edilmiş bir alanı” temsil etmekle kalmayıp aynı zamanda insan etkileşimi için fiziksel mimari alanlara benzemeyen yerler yaratabiliyor. Öte yandan görece yeni bir alan olan dijital mimarinin sınırları açıkça tanımlanmadığı için, bu terim büyük dijital ekranlara sahip yüzeyleri tanımlamak için de tercih edilebiliyor. Örneğin Polshek Partnership ekibi tarafından tasarlanan Boston televizyon ve radyo istasyonu binası WGBH, dijital mimarinin bir örneği olarak ele alınıyor. Binanın dış cephesi ekranlardan oluşan dijital bir “kabuk”a ev sahipliği yapıyor.