Dijitalleşen dünyada, değişen ve gelişen teknolojiyle birlikte fazlasıyla duymaya ve hatta kullanmaya başladığımız “inovasyon” kavramı, son yıllarda hızla artan rekabet ortamında üstünlük sağlamayı hedefleyen şirket ve yöneticilerin en çok odaklandığı, en popüler konulardan biri haline geldi. İnovasyon için günümüzde yapılmış pek çok tanım olmakla birlikte en uygun olanı, “yaratıcılık ile oluşturulmuş yeni fikirlerin ya da icatların ekonomik anlamda optimize edilerek uygulanması“ olarak tanımlanabilir. Temelde iki bölümden oluşan inovasyon kavramının ilk bölümü, fikrin yaratılması ve geliştirilmesi, ikinci bölümü ise; bu fikre yatırım yapılması ve hayata geçirilmesi aşamasıdır.
İnovasyon Çeşitleri Nelerdir?
İnovasyon; ürün, hizmet, pazarlama ve organizasyonel inovasyon olmak üzere 4 alt başlığa ayrılabilir. Hangi başlık altında olursa olsun, inovasyon süreklilik ve bütünsellik göstermelidir.
- Ürün İnovasyonu: Yeni bir ürünün tasarlanıp, ilgili pazara sunulması yönünde ilerleyeceği gibi, var olan bir ürünün geliştirilmesi ve daha kolay kullanılabilir hale getirilmesi olarak da tanımlanabilir.
- Hizmet İnovasyonu: Müşteriye daha önce sunulmamış bir hizmetin sunulması ya da var olan bir hizmetin daha faydalı olacak şekilde geliştirilmesidir.
- Pazarlama İnovasyonu: Şirketlerin sunduğu hizmetlerin ya da sattıkları ürünlerin daha farklı şekilde tasarlanarak, farklı bir pazarlama operasyonu ile sunulmasıdır.
- Organizasyonel İnovasyon: Ürün ve hizmet gelişimi haricinde, şirket içinde de inovasyon gerçekleştirilebilir. Personelinin gelişmesi için bir eğitim programı satın alması organizasyonel inovasyondur.
Bir ürün ya da hizmetin inovatif olduğunu söyleyebilmemiz için, öncelikli olarak iyileştirilmiş olması gerekir. Var olan bir hizmet ya da o zamana dek hiç düşünülmemiş bir uygulamanın kullanıcılar için hayatı kolaylaştırması, değer katması ve zaman kazandırması önemlidir. Bir fikrin hayata geçip geçmeyeceğine karar verilmesi için o fikrin sadece faydalı olması yetmez, çoğu durumda yeni fikir ve uygulamanın AR-GE çalışmaları yapılarak inovatif olup olmadığına karar verilir.
İnovasyon Aşamaları Nelerdir?
İnovasyon sürecinin çeşitli aşamaları bulunur. Bu aşamalar şöyle sıralanabilir;
- Fırsatların yakalanması: Firmalar, potansiyel inovasyon fikirleri için sürekli olarak yeni fırsatlar belirlemeli ve bu fırsatları değerlendirmelidir. Bu fırsatlar kimi zaman firma çalışanlarından, müşteri gereksinimlerinden, teknolojik yeniliklerden kaynaklanırken, kimi zaman da kanunda yapılan bir değişiklik ile zorunlu tutulan bir yenilenme durumu olabilir. Firma, eğer rekabet gücünü kaybetmek istemiyorsa bu sinyalleri çok hızlı şekilde fark edip yakalamalıdır.
- Stratejik seçim: İnovasyon faaliyeti bir kaynak gerektirir. Bu kaynağı ayırmadan önce fırsatlar arasında, stratejik olarak önemli seçeneğin tercih edilmesi gerekir. Müşterilerin gereksinimleri, istekleri öncelikli olarak göz önünde bulundurulması gereken bilgidir.
- Bilgilere ulaşmak: Firma, en iyi inovasyon fikirini stratejik olarak düşünüp seçtikten sonra ihtiyaç duyulan kaynakları belirlemelidir. Ürün, hizmet ya da sürecin geliştirilmesinde kullanılacak bütün bilgiler toplanmalı ve AR-GE kurumlarına başvurulmalıdır. Firmaya iletilen bilgilerin firma tarafından çok iyi şekilde anlaşılması ve kurum kültürüne uygun olması önemlidir.
- Çözüm geliştirmek: Gerekli bilgi, belge ve tüm kaynaklar bir araya getirildikten sonra proje tanımlanır, görevler ve sınırlar belirlenerek uygulamaya geçilir. İnovasyon yapılacak olan alanda çalışmalar, süreç son halini alana dek sürdürülerek geri dönüşler alınır ve süreç içinde ek iyileştirmeler yapılır.
- Öğrenmek: Süreç boyunca ve sonuca ulaşıldığı anda geriye dönük doğrular ve yanlışlar belirlenmelidir. Öğrenme etkisi, tüm diğer aşamalara da yansır. Bu nedenle aslında öğrenme, proje ile birlikte başlayan bir süreçtir ve yeni inovasyon fikirlerinin geliştirilmesini ve uygulanmasını sağlar. Kurumsal hafıza için de öğrenme süreci önemlidir. Süreç boyuna alınan dersler yazılı olarak tüm çalışanlarla paylaşılır.
“İnsan Odaklı Ürün” Nedir?
İnovatif ürünleri başarıya götüren en önemli etkenlerden biri insan odaklı olmaları, insanın ihtiyaçlarına, problemlerine, yapacağı işlere odaklanarak, buralarda faydaya dönüşebilecek fikirleri ortaya çıkarmalarıdır. 2000’li yıllardan sonra öne çıkan insan odaklı tasarım süreçleri; toplumu tüketim toplumu değil, üretim toplumu aşamasına geçiren bir süreçtir. İnsan odaklı ürünlerde, tasarımın ana hedefi; bireyin gerçek ihtiyaçlarını belirlemek ve hayatını kolaylaştıran ürünler dizayn etmektir.
İnsana odaklanmaya başladığımızda insanların ürün satın alma kararını verirken duygusal, toplumsal ve başka birçok boyuttan etkilendiğini, kimi zaman çok planlı şekilde hareket ederken, kimi zaman da çok mantıksız ya da hesap dışı şekilde davrandığını görürüz.
İnsan odaklı ürünlerin satın alınma süreci daha belirgindir. Satın alma eylemi, temelde kişisel bir “gerçeklik anı”dır. Bu eylem, kimi zaman çok planlı şekilde uygulanırken, kimi zaman da çok mantıksız ya da hesap dışı şekilde sonlanabilir. Marketlerde vb. yerlerde planlanmayan birçok ürün , alışveriş listesindekiler ile birlikte satın alınabilir. Peki, insanları bu ürünleri satın almaya karar verdiren şey nedir? İnsanlar bir ürünü satın alırken nelerden etkilenir?
- Fiyat: Satın almadan önce fiyat karşılaştırması yapmak, mobil uygulamalar sayesinde çok daha hızlı gerçekleşmektedir. Üstelik eskiden tüketiciler için fiyat karşılaştırması yapmak oldukça gereksiz olarak nitelendirirken, artık hangi ürünün nereden çok daha uygun fiyata alınabileceğini, ödeme kolaylıklarını, avantajlarını ve promosyon imkanlarını görerek alışverişini buna göre yapmaya çalışmaktadır.
- Ürüne ulaşma zamanı: Tüketici, satın aldığı ürüne çok hızlı şekilde ulaşmak ister. Bir ürünü bekleme süresi ne kadar uzarsa, ürünün satın alınması ile ilgili talep de o kadar düşecektir.
- Ürün hakkında net bilgi edinebilme: Müşteri, satın almak istediği ürün hakkında detaylı ama çok uzun makalelerden oluşmayan net bilgileri hemen öğrenmek ister. Alacağı ürünle ilgili teknik bilgilerle boğulmaktansa, ürünün şeklini görmeyi ve onun ne hissettireceğini öğrenmeyi talep ederek, o ürünü satın almaya yönelir.
- Ürünü kullananlardan bilgi alma: Tecrübeler her zaman satın alımı belirler. O nedenle kişiler, diğer satın alanların ne düşündüğünü bilmek ister. Bu satın alıp almama kararını belki belirlemez, ancak satın alacağı modeli belirleyecektir.
- Stok miktarlarındaki azalma: Ürünün stok miktarlarında azalma olduğu zaman o ürüne talep artar. Bu, o ürünün çok fazla tercih edildiği ve kullanıcıların üründen memnun olduğu gibi bir algı yaratılacağı için ürünü satın almak isteyen insan sayısı fazlalaşır.
- Yetkililerin değerlendirmesi: Ürünü satın almak isteyen tüketici, bir uzman ya da güvenilir bir kaynak tarafından da yönlendirilirse; marka ve ürün seçimi, tüketici alışkanlıkları tamamen değişebilir.
İnovasyon ve insan odaklı tasarımlar, iş yaşamının vazgeçilmezleridir. İş yaşamındaki başarı da ofisteki rahatlığa ve konfora bağlıdır. Çalışanlar için mekansal ve duygusal konfor alanları yaratacak tasarımlara göz atmak için Bürotime’ı ziyaret edebilirsiniz.