Her alanda olduğu gibi iş hayatında da kuşaklar arası farklar çoğu zaman ön plana çıkar. Çünkü her kuşak kendi zamanının getirdikleriyle donanmış ve popülaritenin etkisinde kalmış halde iş yaşamına atılır. Bu kapsamda alınan eğitim, kurulan arkadaş ve aile ilişkileri, trend olan uğraşlar ve çok daha fazlası göz önüne alınarak kuşak farkının getirileri incelenmelidir. Yaş grubuna bağlı olarak gelişen birtakım sıkıntılar ya da avantajlar iş yaşamını olumlu ve olumsuz biçimde etkileyebilir.

Z kuşağı ile çalışmak önceki kuşaklar için bazı zorlukları beraberinde getirebilir. Ancak söz konusu kuşağın diğer kuşaklara sağlayacağı faydalar da göz ardı edilmemelidir. Elbette zaman zaman yaşanan tatsız durumlar ortamın gerilmesine ve iş verimliliğinin olumsuz etkilenmesine neden olsa da bu tür problemler pozitif yaklaşımlarla kısa sürede çözüme kavuşturulabilir. Burada hem eski hem de yeni kuşağa önemli görevler düşer.

Kuşaklar ve Öne Çıkan Özellikleri

Bilinen 3 farklı kuşak mevcuttur. Bunlardan ilki X kuşağıdır. 1965-1979 yılları arasında doğanlar X kuşağı olarak tanımlanırlar. İş yaşamında en tecrübeli ve bilgili kuşak olan X kuşağı genel hatlarıyla otoriteyi sorgulamayan ve sadık kimselerden oluşur. Sabırlı ve kuvvetli olan bu kuşağın insanı aynı zamanda çabuk adapte olabilmesiyle tanınır. Teknolojinin gelişimine an be an şahitlik eden X kuşağı birbirinden farklı iş modellerini deneyimleme şansına sahip olmuştur.

1980-1999 seneleri arasında doğan Y kuşağı teknolojinin içine doğmamış olan ancak teknolojik gelişmelerin hız kazandığı dönemde çocukluk ve gençlik yaşamış insanlardan oluşur. Bu sebeple teknolojik gelişmelere çok hızlı bir biçimde adapte olabilirler. Özgürlüğüne düşkün olan y kuşağı iş hayatı içerisinde mesai saatleriyle değil yaptığı iş ile alakadar olmaktadır. Bunun yanı sıra aidiyet duygusuna X kuşağı kadar bağlı olmadığı söylenebilir.

2000 yılı ve sonrasında doğanlar Z kuşağı olarak ifade edilir. Teknolojik gelişmelerin içine doğan bu kuşak için teknoloji olmazsa olmaz bir unsurdur. Adaletsizliğe ve sosyal problemlere sessiz kalmayan, otoriteyi sorgulayan bu kuşak aynı zamanda çabuk sıkılan ve sorumluluk almaktan kaçınan insanlardan meydana gelir. Bu sebeple Z kuşağı iş hayatı içerisinde kendinden önceki kuşaklar kadar sabırlı ve azimli bir duruş sergileme konusunda zorlanabilir.

İş Hayatındaki Kuşak Çatışmalarının Altında Yatan Nedenler

Kuşakların her biri farklı anlayışlar ve fikirlerle yetişmiş insanlardan oluşur. Bu sebeple de iş yaşamında kuşak çatışması görülmesi son derece doğal bir durumdur. Bu çatışmanın fitilini önyargı ateşler. Çünkü kuşaklar birbirlerine henüz haklarında fikir sahibi olmadıkları halde olumsuz düşüncelerle yaklaşırlar. Bu da ortaya çeşitli anlaşmazlıklar çıkarır. Uzlaşmak için bireylerin öncelikle önyargılı tavırlardan kaçınmaları gerekir.

İş hayatında kuşak çatışması yaşanması yaşanılan hayatın getirdikleriyle ilgili de olabilmektedir. Örneğin X kuşağı sabit çalışma saatlerine bağlılığı sever. Ancak aynı şeyi Y ve Z kuşağı için söylemek zordur. Bu iki kuşak genel olarak esnek çalışma saatlerinden yana tercih yaparlar. Daha sabit fikirli kabul edilen X kuşağına kıyasla Y ve Z kuşağı yeniliklere açıktır. Bu fikir ayrılıkları doğal olarak iletişimi güç hale getirebilir ve çatışmaların meydana gelmesine sebebiyet verebilir. 

X kuşağı diğer kuşaklara göre daha tecrübelidir. Ancak her konuda her şeyi bildiğini iddia ettiği için X ve Y kuşağını küçümseyebilir. Bu da kuşak çatışmasını beraberinde getirebilir. Öte yandan X ve Y kuşağı teknolojiyle daha içli dışlıdır ve X kuşağı teknolojiye diğer iki kuşak kadar yakın değildir. Bu durumun iletişim hususunda sorun oluşturabileceği de unutulmamalıdır. Kuşakların kendi dönemlerine göre düşünmesi ve doğru iletişim yöntemlerinin seçilmemesi iş hayatını olumsuz etkileyebilir.

Kuşak Çatışmasının Önüne Geçebilmek için Yapılabilecekler

Bir iş yerinde X, Y ve Z, kuşağından bireylerin tümüne rastlamak olasıdır. Bu durum göz önüne alınmalı ve iş yaşamında kuşaklar arası iletişim mümkün olduğunca güçlendirilmelidir. Doğru bir iletişim yöntemi belirlememek hem çatışmaları artırır hem de zaman zaman bu çatışmaların şiddetlenmesine zemin hazırlar. Dolayısıyla tüm kuşakların birbiriyle mümkün olduğunca anlaşabileceği ortamlar oluşturmak son derece önemlidir.

Çok kuşaklı bir takım çalışması düzenlemek söz konusu çatışmanın önüne geçilmesi açısından oldukça iyi bir yöntem olabilir. Böylece kuşaklar birbirlerinin farklılıklarını kabul edebilir ve birlikte çalışabileceklerini görebilirler. Öte yandan tüm kuşaklar birbirlerinin ortak noktalarını keşfederek daha da yakınlaşabilirler. Ekibin lideri davranış düzenleme hususunda kararlı ve net bir tavır sergilerse çatışmaların önünü almak daha kolay hale gelebilir.

Her seviyede iletişim kuşaklar arası anlaşmazlıkları azaltıcı yöntemlerden biri olarak değerlendirilebilir. Her yaş grubundan çalışanın ortak noktalarından biri de iletişime gereksinim duyması ve buna kıymet vermesidir. Yeni teknolojiyle dönüşümün bir norm formu kazandığı günümüzde tüm insanların kapsayıcılık ve çeşitlilik ilkesi doğrultusunda hareket etmesi lazımdır. Etkin iletişimin değer kazanması sayesinde her düzeyde iletişim faaliyeti sağlanabilir. 

X, Y ve Z kuşağının iş hayatından beklentileri birbirinden farklı olabilir. Ancak her yaştan çalışan kendi deneyimine, bilgisine ve yaptığı katkılara saygı duyulduğunu hissetmek ister. Tüm çalışanların birbirlerine karşı saygılı ve hürmetkâr olmalarını sağlamak farklı fikirlerin bir araya gelmesini ve çatışma çıkmadan fikir paylaşımı yapılmasını mümkün hale getirebilir. Kuşak çatışmalarının önüne geçmek iş verimliliğini de artıracaktır.