Günümüzdeki pek çok işletme, çalışanlarından maksimum verim elde edebilmek için duygusal zekâ ve well-being konularında çeşitli stratejiler geliştiriyor. İşin büyüklüğü ne olursa olsun, mutlu çalışanlara sahip olmak, daha yüksek kâr elde etmek kadar önemli. İnsanların hayatlarını iş yerinden ilişkilerine kadar bütünsel bir şekilde yöneten well-being kavramı, zihinsel ve fiziksel sağlığı destekleyerek daha mutlu bir örgüt kültürü yaratmaya destek oluyor. Bu makalede, optimum refah seviyesini korumanın hem işverenler hem de çalışanlar için neden önemli olduğu konusunda bilgi edinebilirsiniz.

Well-being Kavramı Nedir?

İnsanlar, zamanlarının önemli bir kısmını iş yerlerinde geçiriyorlar. Bu nedenle iş tatmininin büyük bir çoğunluğu, zihinsel ve fiziksel sağlığın bütünsel iyi olma haliyle gerçekleşiyor. Başlangıçta işletmelerin sosyal haklar programlarının bir parçası olarak ortaya atılan well-being kavramı, tam olarak bu noktada devreye giriyor. Well-being, daha bütüncül bir perspektiften sağlıklı yaşam kültürünü teşvik etmeye, iş-hayat dengesi kurmaya, stres ve zihinsel sağlık sorunlarını azaltmaya odaklanan bir kavramı ifade ediyor.

Bütüncül Well-being Stratejileri

Abraham Maslow tarafından 1943’te oluşturulan İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi, temel ihtiyaçları karşılanan çalışanların, piramidin daha ödüllendirici basamaklarına doğru çıkış yapacağı fikrini destekliyor. Sağlıklı beden ve zihin; pozitif kendini gerçekleştirme ve öz saygı basamağına ulaşmak için gerekli temel kriterler arasında yer alıyor. Piramidin her aşamasını kapsayan well-being stratejisinin, hiyerarşinin en alt basamağından yönetici seviyesine kadar bütüncül şekilde gerçekleştirilmesi önemli. Bütüncül bir açıdan well-being stratejisi geliştiren işverenler, daha mutlu bir çalışma ortamı ve dolayısıyla yüksek getiri elde edebiliyor.

İş Yerinde Well-being Kültürü Nasıl Yaratılır?

İş yerinde well-being kültürü oluşturmak, örgütlerin genel iklimine ve tarzına göre değişebiliyor. Sağlıklı yaşam kavramının örgüt kültürü haline gelebilmesi, hiyerarşinin her basamağında well-being kültürünün benimsenmesinden geçiyor. Çalışma ortamı, teknoloji, yönetim felsefesi ve ofis araçları bakımından organizasyonların well-being kültürünü yükselten bazı stratejiler bulunuyor.

·         Rahat Bir Çalışma Ortamı

Çalışma alanlarındaki tasarımların ve araçların estetiğine dikkat etmek, hem üretkenlik hem de mutluluk seviyelerinde büyük fark yaratıyor. Dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirmek, doğal ışık sağlamak, konfor sunan ofis mobilyaları ve ilham verici renk şemaları kullanmak ruh halini iyileştirmeyi ve zihne odaklanmayı kolaylaştırıyor.

·         Spor ve Sağlıklı Yaşama Teşvik

İş yerinde spor salonu benzeri alanlar yaratmak, sağlıklı yaşamı desteklemenin en somut yollarından biri. Herkese uygun tek bir egzersiz türü olmadığı için çalışanları sağlıklı yaşama teşvik etmek için farklı metotlar kullanılabiliyor. İndirimli spor salonu üyelikleri, yoga dersleri, açık hava aktiviteleri veya fitness uygulamaları çalışanları sağlıklı yaşama motive eden popüler uygulamalar arasında.

·         Meditasyon ve Farkındalık Uygulamaları

Çalışanların, küçük bir mola vererek hayatın yükünden uzaklaşmalarına yardımcı olan çeşitli zihin sağlığı uygulamaları mevcut. Ofiste farkındalık yaratacak alanlar oluşturmanın yanı sıra; teknolojiden de yararlanarak zihinsel sağlığın iyileşmesine destek olmak mümkün.

·         Çalışanı Takdir Etme ve Ödüllendirme

Ödül planları, çalışan bağlılığı oluşturmak ve yetenekleri korumaya yardımcı olmak için kullanılıyor. Desteklendiğini ve takdir gördüğünü hisseden çalışanların içsel motivasyonları yükseldiği için refah düzeyleri de aynı oranda artıyor.

·         Dijital İş Yükü Yönetim Araçları

Çalışanların iş yükünü hafifletmek için tasarlanan çeşitli uygulamalar, görev ve zaman yönetimini iyileştirdiği için stresi azaltmaya yardımcı oluyor.

·         Sosyal Yardım Programları

Sosyal yardım programları, çalışanlar arasında güven oluşturmaya, organizasyonları toplumla ilişkilendirmeye ve eleştirel düşünme için fırsatlar yaratmaya destek veriyor.

İşletme ve Çalışan Açısından Well-being’in Önemi

Çalışanların fiziksel ve duygusal anlamda daha olumlu stratejiler geliştirmeye odaklanmaları, pek çok fayda sağlıyor. İşletmeler ve bireyler açısından well-being kavramının pozitif çıktıları şu şekilde değerlendiriliyor:

  • Daha iyi özelliklere sahip çalışanları çekme.
  • Azalan hastalık izni ve devamsızlık oranları.
  • Çalışanların örgütsel aidiyet ve bağlılığının gelişmesi.
  • Yüksek motivasyonlu çalışanlar dolayısıyla artan üretkenlik.
  • Fiziksel ve zihinsel anlamda sağlıklı bir iş gücüne sahip olmak.
  • Gelişmiş bir itibar yaratmak.

Organizasyonel başarının refah düzeyi yüksek çalışanlara bağlı olduğunu vurgulayarak, her türlü çalışma ortamına değer katan tasarımlar sunan Bürotimedijital dönüşümler ve küresel olaylar çerçevesinde şekillenen geleceğin çalışma ortamının refah düzeyini yükselten ürünlere imzasını atıyor.