Güncel mimarlık uygulamalarının öne çıkan kavramlardan olan işlevsellik ve ergonomi ölçütleri, hemen her tasarım probleminin anahtar kelimelerinden birkaçıdır. Mimari tasarımın her ölçeğinde geçerliliğini koruyan bu iki kavram, kullanıcıların ihtiyaçlarını ve tasarımla olan uyumluluğunu en iyi şekilde karşılamayı amaçlar. Tasarlanan şey kamusal bir alan, bir bina, bir ofis ya da bir sandalye de olsa fonksiyonellik ve ergonomi daima hesaba katılan niteliklerin başında gelir. Kullanıcı ya da insan odaklı tasarım uygulamalarının kapsamında yer alan bu iki kavramı daha iyi anlamak için bir ofis ya da çalışma alanı tasarlayan bir mimarın hesaba kattığı sorulara bakılabilir:

Temel Nitelikler Neler Olmalıdır?

Bir iç mekan tasarımının omurgasını oluşturan işlevsellik ve ergonomi kavramları, tasarım sürecinde karşılaşılan çeşitli problemlerin çözülmesine en akılcı şekillerde yardımcı olur. Bu bağlamda bir çalışma alanının, çalışanlar için en güvenli ve rahat olan biçime getirilmesi gerekir. Bunun yanı sıra ofisin, çalışan kişilerin günlük rutinlerine göre tasarlanması gerekir. Ofisin işleyiş programının analiz edilmesinin ardından çalışanların rutinleri dışına çıkan olası ihtiyaçlar ya da kullanımlar belirlenerek mekanın farklı zaman dilimlerinde de fonksiyonel ve ergonomik olması sağlanabilir.

Kim İçin Tasarlanıyor?

Fonksiyonel ve ergonomik bir iç mekan tasarımını gerçekleştirmek için, tasarım problemini sürecin en başında kapsayıcı bir şekilde tanımlamak önemlidir. Bunu yaparken “Kim için tasarlıyorum?” sorusu kullanıcı profilinin oluşturulmasına yardımcı olur. Küçük ölçekli ofis tasarımlarında kullanıcılarla birebir etkileşime girerek nasıl bir çalışma alanına ihtiyaç duydukları, gün içinde çalışırken hangi aktiviteleri gerçekleştirdikleri belirlenebilir. Daha büyük ölçekli ofis tasarımlarında ise kullanıcılar günlük rutinlerine ve iş tanımlarına göre gruplandırılarak kullanıcı profili oluşturulabilir.

Mekan Nasıl Kullanılacak?

Kullanıcının çalışma alanı ve bu alandaki nesneler ile girdiği etkileşimin en verimli ve sağlıklı olma hali olarak özetlenebilen ergonomik işlevsellik, en başta mekanın kullanım amaçlarına göre şekillenir. Bunun için kullanıcıların tasarım sürecinin içine dahil edilerek işlevleri belirlenebilir. Örneğin bir ofis çalışanı konsantre olabildiği daha izole bir yere ihtiyaç duyabilir. Böyle bir durumda ofisin bir odası ya da ortak bir mekanın bir bölümü özelleştirilip bu ihtiyaca göre dış etkenlerden korunan bir biçimde tasarlanır. Öte yandan başka bir bölüm ortak çalışmaya izin veren, insanların daha kolay sosyal etkileşime girebildiği açık mekanlara dönüştürülebilir. Böylelikle ofisin işlevselliği herkes için sağlanarak çalışma verimliliği artırılır ve mekanın kişiye veya kuruma göre şekillenmesi sağlanır.

Mekandaki Kullanım Çeşitliliği Nasıl Sağlanır?

Standartlaşmaya giden tasarım yaklaşımlarına karşı dikkatli olmak gerekir. Mekanın işlevsel olmasını sağlayan en önemli niteliklerden biri, kullanıcıların ihtiyaçlarına karşı ne kadar esnek olabildiğidir. Bu bağlamda standart ofis tipolojileri giderek daha esnek çözümlerin sunulduğu mekanlara dönüştürülür ve mekanın kullanım çeşitliliği artırılır. Örneğin ofis mobilyalarının hareketli hale gelip ihtiyaca göre kolayca yeniden düzenlenebildiği bir çalışma alanı mekanın esnek ve dönüşebilen bir yer olmasını sağlar. Böylelikle bir çalışma mekanı kişilerin hem ortak hem de bireysel çalışabileceği yerlere dönüşür.