Renk, ciddiye alınmayı hak eden bir kavramdır ve insan psikolojisine etkileri hassasiyetle ele alındığı takdirde bundan herkes karlı çıkar. Kıyafetten arabaya, yaşam alanlarının dekorasyonuna kadar günlük hayatın farklı alanlarında tercih edilen renklerin psikolojik etkileri dikkate değer. Özellikle insanların, belirli alanlarda sahip oldukları bilgi, beceri ve vasıfları kullanmasının beklendiği çalışma ortamlarında, renklerin gücünden yararlanmak uzmanlar tarafından da tavsiye edilen profesyonel bir yaklaşım olarak kabul edilir. Zira ofis duvarlarından mobilyalara, zeminden aksesuarlara kadar her bir unsurun rengi, çalışanların ruh halini, konsantrasyon ve mesleki performans gibi yetkinliklerini doğrudan etkileyebilir.

Zeka, yaratıcılık, üretkenlik gibi niteliklerin aktif olarak kullanılmasını gerektiren ofislerden ciddiyetin ve resmiyetin hakim olması beklenen çalışma ortamlarına kadar her mekan için uygun renklerin tercih edilmesi beklenen verimliliğin yakalanmasına yardımcı olur. Diğer bir deyişle çalışan performansının artırılmasında renklerin etkisinden yararlanmak elle tutulur neticelere ulaşılmasını sağlayabilir. Motivasyon aracı olarak renkleri kullanmak, çalışan verimliliğinin artırılması için düzenlenen sayısız kurs ve sertifika programına hem alternatif hem de bunları destekleyici bir yöntem olarak kabul görür.

Dikkat ve Özenin Rengi Kırmızı

Yüksek dalga boyuna sahip olan kırmızı, aktif ve dikkat çekici bir renktir. Kalbin atış hızını ve kan basıncını artırmasıyla bilinen kırmızının insan psikolojisi üzerinde doğrudan etkisi bulunur. Artan kan basıncıyla birlikte algıları gelişen insan her zamankinden daha dikkatli ve özenli davranır. Sorunları eleştirel bir bakış açısıyla ele alması kolaylaşır. Bunun yanında kırmızı, günlük yaşamın pek çok önemli ve hayati alanında kullanılan bir renk olma özelliği taşır. Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre trafikte insanlara durmaları gerektiğini hatırlatan sinyal ve işaretlerin de ambulans, itfaiye gibi acil durum araçlarının da kırmızı olması; insan zihninin kırmızıyı algıladığı anda daha ihtiyatlı davranması sonucunu doğurur. Okulda öğrencilerin sınav kağıtlarında yaptıkları hatalar bile öğretmenler tarafından kırmızı kalemle düzeltilir. Tüm bu uyaranların etkisiyle birlikte kırmızı renk zihinde, tehlike, dikkat ve hata gibi kavramlarla bağdaşır. Buna bağlı olarak kırmızının görüldüğü yerde beyin daha dikkatli ve özenli davranmaya başlar.

Bilgisayar ya da telefon ekranlarında kullanılan kırmızı arka fon sayesinde dikkat gerektiren işler daha başarılı ve verimli bir biçimde tamamlanabilir. Ayrıca eğer ofis ortamında belirli bir bölümün çalışanların dikkatini daha fazla çekmesi isteniyorsa söz konusu alanın kırmızıya boyanması denenebilir. Unutulmaması gerekir ki kırmızı iş yaşamında dikkati, özeni, ihtiyatı ve eleştirel düşünebilme yeteneğini beraberinde getirir.

Yeni, Yaratıcı ve Pozitif Yaklaşımlar İçin Mavi ve Yeşil

Mavi gibi düşük dalga boyuna sahip renklerin insan psikolojisi üzerinde her şeyden önce rahatlatıcı bir etkisi vardır. Rahatlama hissiyle beraber gelen pozitif motivasyon çalışanın ofis içindeki verimliliğini artırır. Tam da bu sebeple mavinin iş yaşamında verimlilik artırmak için kullanılmasının olumlu sonuçlar doğuracağı evrensel anlamda kabul edilir. Denizin ve sakinliğin rengi mavinin kan akışını yavaşlatıcı etkisi vardır. Buna bağlı olarak insan zihninde huzur ve barış gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Böylece çalışanlar yenliklere ve yenilikçi bakış açılarına açık olur, sorunlar için alternatif çözüm stratejileri geliştirme konusunda daha iyi performans gösterebilirler. Yaratıcılık da bu noktada artmaya başlar. Yapılan araştırmalara göre mavi bir arka planla çalışanların mesleki anlamda yaratıcı fikir geliştirme konusunda diğerlerine nazaran iki kat daha iyi performans gösterdikleri gözlenmiştir. Yaratıcılığın artması ise beraberinde çok daha verimli ve keyifli bir iş ortamı getirir.

Mavi gibi doğada en sık karşılaştığımız renklerden bir diğeri olan yeşil de kişiye huzur, güven ve refah duygusu veren bir renk olarak tanımlanır. Yine maviye benzer şekilde rahatlamayı sağlar; odaklanmayı kolaylaştırır; daha mutlu, performansı yüksek ve efektif çalışanlar ortaya çıkarır. Tabiattan gelen huzuru temsil eden mavi ve yeşil ofiste kullanılan renkler arasına girdiğinde ortaya çıkan huzurun ve ferahlık hissinin nasıl kısa sürede yüksek konsantrasyona, yaratıcılığa ve verimliliğe dönüştüğü kısa sürede fark edilebilir.

Diğer Ofis Renklerinin Dili

Genel olarak ofis dekorasyonunda ve çalışma araç gereçlerinde kullanılan mavi ve yeşilin iş yaşamı üzerindeki olumlu etkileri geniş çevrelerce kabul görmüş ve yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Renklerin çalışan insanlar üzerindeki etkileri ise bu iki renkle sınırlı değildir. Diğer bazı renklerin de çalışanlar üzerinde, büyük oranda kabul gören bazı etkileri bulunur.

Otoritenin, resmiyetin ve ciddiyetin rengi olan lacivert, söz konusu kavramların geçerli olması gereken ofis ortamları için ideal bir tercihtir. Yine iyimser duygu ve düşünceleri desteklediği düşünülen sarı da çalışan yaratıcılığını güçlendirir. Buna karşın mor bazı uzmanlara göre kişideki nevrotik duyguları, özellikle de korku güdüsünü açığa çıkarabilir. Bu noktada özellikle erkek çalışanların ofiste kullanılan mor renkten daha çok ve olumsuz etkilendiği gözlenir. Hatta ofis rengi olarak morun tercih edildiği mekanlarda erkeklerin kolaylıkla depresif bir ruh haline bürünebileceği öngörülür. Bu türden olumsuz ruh hallerinin düşük çalışma performansına yol açabileceği sonucuna ise kolaylıkla varılabilir.

Gücü, tutkuyu ve hırsı simgeleyen siyahın ofiste yaşam üzerindeki etkileri icra edilen işe göre değişiklik gösterebilir. Çalışanlar arasında rekabeti ve hırsı gerektiren iş türleri için siyah doğru bir ofis rengi olabilir. Öte yandan ekip çalışmasının, veri paylaşımının, iş bölümü ve yardımlaşmanın nispeten daha önemli ve değerli olduğu çalışma ortamlarında siyahı yoğun bir biçimde tercih etmemek belki de daha iyi bir sonuç doğurur. Öte yandan ışığı etkisiz hale getiren siyah konsantrasyonun artmasına yardımcı olur ki konsantrasyon, iş yaşamı için hep aranan ve kolay sağlanamayan unsurların başında gelir.

Şeffaflığın, istikrar ve sürekliliğin rengi ise beyazdır. İnandırıcılığın, dürüstlüğün, samimiyetin hedeflendiği bir çalışma ortamı yaratılmak isteniyorsa o zaman beyaz renge ağırlık verilebilir. Diğer yandan ofisin bütünüyle beyaza bürünmesi görsel bir tekdüzelik meydana getireceğinden algıda seçiciliği azaltır ve yaratıcılığı negatif yönde etkiler. Ayrıca yapılan bazı araştırmalar kadınların beyaz ofislerde hüzün ve depresyon hissine kapılma olasılıklarının arttığını ortaya koyar. Bu noktada renklerin dilini doğru anlamak için cinsiyet psikolojisini de dikkate almak gerektiğini bir kez daha hatırlamakta fayda vardır.

Kişiselleşen Ofislerde Kişiselleşen Renkler

İçinde yaşadığımız çağda pek çok diğer alanla birlikte çalışma ortamları da hızla kişiselleşmekte. Bilhassa ofislerde ve iş yapılan diğer mekanlarda kullanılan teknolojik araç gereçler gün geçtikçe daha da özel ve kişisel bir hale geliyor. Bundan on beş yirmi sene öncesine göre her anlamda daha fazla ve yoğun bir biçimde kullanılan teknoloji, profesyonel yaşamın her zerresine sonuna kadar sızmış durumda. Her çalışanın bir masaüstü bilgisayarı ve bir de dizüstü bilgisayarının olduğu, en az iki ayrı akıllı telefon kullandığı ofisler bugün hayli yaygın. Buna bağlı olarak çalışanlar artık bütünüyle özelleştirebildikleri, kendilerine ait çalışma alanlarına sahip.

Çalışma ortamlarının kişiselleştirilmesi amacıyla başvurulan yöntemler arasında renklerin kullanımının önemi büyüktür. Genel ofis dekorasyonunda kullanılan renklerden bağımsız olarak çalışanlar bilgisayarlarını, telefonlarını ya da masalarının üstünü kendi zevklerine uygun renklerle süsleyebilme özgürlüğüne sahiptir. Bu şekilde kendi ofis renklerini yaratan çalışanlar kendi motivasyonlarına katkı sağlarlar. Seçimlerini yansıtan renklere sahip alanlar sayesinde iş yeri aidiyetleri artar. Aidiyet duygusu gelişen çalışanın verimliliğinin artması ise hayli kolaylaşır. Kişiselleşen renkler ve ofisler bu anlamda daima desteklenmelidir.

İnsan odaklı tasarım stratejileriyle çalışma ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen Bürotime, farklı kullanım senaryoları üzerinden her ofise özel ürün alternatifleriyle ideal çalışma ortamlarının yaratılmasına katkı sağlar.