İklim değişikliği, dünya genelinde üzerinde hassasiyetle durulması gereken en önemli konular arasında yer alıyor. Coğrafya, dünya üzerindeki canlı çeşitliliği, yaşam kalitesi ve finans sistemi gibi pek çok evrensel konuyu doğrudan etkileme potansiyeli taşıyan bu önemli konuya dair her alanda etkili tedbirlerin alınması gerekiyor. Peki, iklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki tehdidi karşısında alınabilecek önlemler hangileridir, sürdürülebilir mimari yöntemleri nelerdir? İşte bu konuda bilinmesi gereken tüm detaylar ve atılabilecek adımlar…
İklim Değişikliği Nedir?
Küresel iklim değişikliği, dünyanın son yıllarda karşılaştığı en büyük tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. İklim koşullarının doğal döngüler dışına çıkması, mevsimlerin doğal şekilde ilerleyememesi ve dünya genelinin yılın tüm zamanlarında olması gerekenden çok daha sıcak bir havanın etkisi altında kalması gibi belirtilerle ortaya çıkan bu durum, temelinde sera etkisi yaratan gazların çok fazla salınmasından kaynaklanıyor. Karbondioksit, ozon, buhar, azot, oksit gibi sera gazları; atmosferi 15 dereceye kadar ısıtan ve dünyadaki yaşam dengesine katkı sağlayan temel unsurlar arasında yer alıyor. Ne var ki son asırlarda bu gazların kontrolsüz biçimde ve çok yoğun şekilde salınması, atmosferdeki ısınmayı dünyanın doğal dengesinin kaldırabileceğinden çok daha yüksek noktalara taşımakta ve bu durum da dünyadaki pek çok canlı türünün yaşamını önemli oranda tehdit etmektedir.
İklim değişikliğinin temel nedenleri arasında sanayileşme başı çekiyor. Sanayi devriminden bu yana sayıları hızla artan ve dünyayı neredeyse bir bitki örtüsü gibi çepeçevre saran fabrikalar, kontrolsüz bir şekilde sera gazı salınmasının başlıca sorumluları arasında yer alıyor. Fabrikalar tarafından sanayi ürünlerinin önemli bir bölümü, insan yaşamını kolaylaştırmalarına rağmen önemli oranda sera gazı salınımında bulunarak doğal yaşam döngüsüne zarar veriyor. Özellikle otomobiller, çeşitli ısınma sistemleri, günlük yaşamda sıklıkla tercih ettiğimiz deodorant ve parfümlerin önemli bir bölümü ve daha pek çok konfor unsuru, küresel ısınmayı artıran ve iklim değişikliğini hızlandıran faktörler arasında yer alıyor. Bir diğer deyişle, iklim değişikliğinin dünyadaki tüm canlıları tehdit edecek boyutlara ulaşmasında neredeyse tüm insanlığın payı bulunuyor.
İklim Değişikliğinin Zararları Nelerdir?
“Küresel Isınma” ya da “İklim Değişikliği” gibi isimlerle adlandırılan bu önemli sorun, dünyada yaşayan pek çok canlı türü için son derece ciddi bir tehdit oluşturuyor. Dünya genelinde iklim şartlarının değişmesi nedeniyle kasırga, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı her geçen gün artıyor. Isınma nedeniyle kutuplarda önemli oranda buzul erimesi sorunu yaşanırken deniz ve okyanus sularının seviyesi de yükseliyor. Tüm bu detaylar ise, çok sayıda canlı türünün zarar görmesi ve hatta tamamen ortadan kalkması anlamına geliyor. Dünya genelindeki denizlerde ve bitki örtüsünde doğal dengenin bozulması, son derece hassas olan pek çok canlı türünü şimdiden nesillerinin tükenmesi tehdidiyle baş başa bırakıyor. Bitki, hayvan ve böceklerin zarar görmesinin ardından ise iklim değişikliğinin yıkıcı etkisiyle tanışma sırası insanoğluna geliyor.
Modern yaşamda yaygınlaşan pek çok hastalık türü de iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlar arasında yer alıyor. Hastalıkları engelleyen böcek ve hayvan türlerinin sayılarının azalması ve mikropları ortadan kaldırma özelliği bulunan sert iklim koşullarının yumuşaması, salgın hastalıkların da artmasına yol açıyor. Çevresel faktörlerin uğradığı dejenerasyon, insanların bağışıklık sistemlerinin güçsüzleşmesine, sinüzit ve farenjit gibi iklimsel koşullara bağlı olan sağlık problemlerinin ciddi oranlarda artmasına ve dünyadaki canlı çeşitliliğinin azalması nedeniyle mutasyon geçirmiş yeni böcek türlerinin doğmasına da yol açıyor. Mutasyon geçirmiş böcek türleri, farklı hastalıklara ait mikroplar taşımaları nedeniyle yine dünyadaki yaşamı tehdit eden bir nitelik sergiliyor.
İklim Değişikliği Yönetimi Nasıl Yapılabilir?
Dünya üzerindeki ekosistemin tüm unsurlarını çeşitli şekillerde tehdit eden iklim değişikliğinin daha ileri boyutlara ulaşmadan önce hızlı bir şekilde durdurulması gerekiyor. Bu nedenle de uzmanlar tarafından tüm birey ve kurumların etkili ve planlı bir iklim değişikliği yönetimi oluşturması ve uygulaması tavsiye ediliyor. Bireysel olarak uygulayabileceğiniz iklim değişikliği yönetim planları arasında düşük salınımlı cihazlar ve doğa dostu ürünler tercih etmek, bireysel otomobil yerine toplu taşımayı seçmek, geri dönüşüm ürünlerine destek vermek, çamaşırları makinede değil de doğal yollarla kurutmak gibi çözümler başı çekiyor. Kurumsal olarak yapılması gerekenlerin ilk sırasında ise sürdürülebilir iş modelleri oluşturmak ve doğaya zarar vermeyen, kaynakları etkili ve güçlü bir şekilde değerlendiren sistemler geliştirmek yer alıyor.
Sürdürülebilir iş modellerinin genel verimliliği artırma ve doğal kaynakları koruma hedeflerini gözetecek şekilde oluşturulması tavsiye ediliyor. Atmosfere salınan karbon ve sera gazı oranını düşürmek için, aktif olan tüm şirketlerin geri dönüşüm odaklı bir çalışma politikası belirlemeleri, iş seyahatlerine önemli kısıtlamalar getirmeleri ve mümkün olan tüm iş görüşmelerini internet üzerinden gerçekleştirmeleri gerekiyor. İş gezilerinde uçak yerine tren ya da otobüs gibi seçeneklerin tercih edilmesi, iş yeri izolasyonunun artırılması ve ortam ısısının doğal yöntemlerle muhafaza edilmesi gibi çözümler de kurumsal şirketlerin doğaya sunabileceği önemli katkılar arasında yer alıyor. Ayrıca iş yerlerinin IPCC (Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli) kararlarını takip edip uygulamaları, balkon ve teraslarda yeşil alanların oluşturulması ve enerji tasarrufu için tedbirler alınması gibi yöntemler de iklim değişikliğiyle mücadelede fayda sağlayabilecek seçenekler arasında kabul ediliyor.
Sürdürülebilir Mimari için Çözüm Önerileri Nelerdir?
İklim değişikliğine karşı alınabilecek tedbirler arasında, sürdürülebilir mimari çözümleri de ön plana çıkıyor. Farklı tasarımcı ve mimarlar tarafından öne sürülen sürdürülebilir mimari fikirleri arasında, enerji tüketimini en aza indiren ve doğal yöntemleri ön plana çıkaran binalar bulunuyor. İklim değişikliğine duyarlı bina fikirlerinde, asansörlerin yalnızca yürünemeyecek kadar yüksek katlarda durması ve ara katlarda asansör girişinin bulunmaması, bina yalıtımlarının artırılması, su arıtma sistemlerinin kurulması ve penceresiz bina tasarımları gibi seçenekler bulunuyor. Elektrik ve su harcamalarını en aza indiren bu yöntemler, binaların daha az kaynak tüketmesine ve doğaya daha az karbon salınımı gerçekleştirmesine olanak tanımalarıyla doğanın korunmasına yardımcı oluyor.
Mimar ve mühendisler tarafından önerilen sürdürülebilir mimari seçenekleri arasında tasarruflu aydınlatma seçeneklerinin kullanılması, ofis içi kâğıt tüketiminin sınırlandırılması, geri dönüşümün teşvik edilmesi ve ofis içi iletişimde elektronik cihazlar yerine yüz yüze görüşmeyi kolaylaştıracak yapı tasarımlarının ön plana çıkarılması gibi alternatifler de bulunuyor. Ayrıca sürdürülebilir mimari hedefleriyle tasarlanan binalarda hazır gıda tüketimini azaltmak için geniş ve tüm bina personeline yetecek kapasitede yemekhaneler kurulması ve bu sayede organik beslenmenin teşvik edilmesi gibi detaylar da göz önünde bulunduruluyor. Geleceğin daha aydınlık ve güvenli olması adına tasarlanan yenilikçi ve doğa dostu binalar, tüm açık alanlarında küçük yeşil alanlar bulundurarak doğaya saldığı sera gazlarını oksijenle telafi etme imkânı da yakalıyor.
Eğer siz de en yenilikçi mimari fikirlerinden haberdar olmak ve çevreye duyarlı ofis tasarımlarıyla tanışmak isterseniz, bürotime.blog’a göz atabilirsiniz! İşlevsel ve estetik kaygılar gözetilerek, insan ve çevre dostu bakış açısıyla tasarlanmış ürünlerle kendinize etkileyici bir çalışma ortamı yaratabilir, bir yandan şirket verimliliğinizi artırırken, diğer yandan dünyanın geleceğine yatırım yapmanın heyecanını paylaşabilirsiniz 🙂