Sürrealizm; edebiyat, sinema ve resim başta olmak üzere sanatla ilgili tüm alanlarda karşımıza çıkan en etkileyici akımlar arasında yer alıyor. Mimariyi de etkisi altına alan ve birbirinden görkemli yapıların inşa edilmesine olanak tanıyan gerçeküstücülük akımı, 20. yüzyıldan bu yana sanat ve mimari sevenleri büyülüyor. Gerçeküstücülük akımının mimarlık ve tasarım disiplinleri üzerindeki etkilerini merak ediyorsanız, detaylar blog içeriğimizde! 🙂

Sürrealizmin Tarihçesi

Sürrealizm, iki dünya savaşı arasında kalan sürede, yani 1919 ile 1939 yılları arasında Avrupa’da gelişen en etkileyici sanat akımı olarak biliniyor. Dadaizm’i temel alan, zaman – mekân – çevre bağlamlarının ötesinde sıra dışı bir gerçeklik yaratılması esasına dayanan akım, şair André Breton’a göre “bilinç ve bilinçdışını birleştiren bir yol” olarak tanımlanıyor. Başta edebiyat olmak üzere sanatın pek çok dalında “kendiliğinden” kavramını ön plana çıkaran akım; eser üretirken tüm rasyonel bağları, neden – sonuç ilişkilerini ve kavramsal ayrımları ortadan kaldırarak alternatif bir gerçeklik yaratıyor. Bilinçdışının gizemli ve güçlü doğasının kullanıldığı sürrealizm akımında sanatçıların eserlerini farkında olmadan, hedefler belirlemeden ve sonunu kestiremedikleri bir serüven duygusuyla vücuda getirmeleri, son derece büyük bir önem taşıyor.

Tıpkı varoluşçuluk gibi dünya savaşlarının bunaltıcı atmosferinden doğan ve sanatçıların içinde yaşadıkları gerçeklikten yorulmaları sonucunda ortaya çıkan gerçeküstücülük akımı, mimarlık üzerinde de son derece önemli etkilere sahip… Gaudi ve Cheval gibi mimarların önderliğinde gelişen ve pek çok eseri bugün birer başyapıt olarak değerlendirilen sürrealist mimari, klasik mimariyle birlikte çağdaş mimarinin en çok beslendiği dönemler arasında yer alıyor. Sanatın diğer dallarında olduğu gibi mimarlıkta da geçmişle ve içinde yaşanılan günle bağlarını koparan ve bilinçdışında yeni bir evren tasarlama amacını güden sürrealizm dönemi, birbirinden etkileyici ürünleriyle mimarlığın altın çağları arasında kabul ediliyor.

Görsel: https://artday.bg
Mimarlık ve Tasarım Alanında Sürrealizm

Tarih boyunca var olan sınırları aşma ve gerçeklik algısını altüst etme amaçlarını taşıyan pek çok mimar yaşamışsa da, mimarlık ve tasarım alanında sürrealizmin ortaya çıkması 20. yüzyılın başlarına tarihlendiriliyor. Frederick John Kiesler, Edward James, Antoni Gaudi, Facteur Cheval gibi dahi isimlerin eserleriyle biçimlenen ve 21. yüzyıl mimarisine büyük etkide bulunan sürrealist mimari yapılar, ağırlıklı olarak rüyalar âlemini gerçek yaşamın somut parçaları haline getirme amacı taşıyor. Bu nedenle kendi aralarında da son derece büyük farklar bulunan sürrealist mimari örnekleri, her birinin farklı bir dünya oluşturması nedeniyle hem mimari hem de sanatsal açıdan eşsiz (unique) eserler olarak kabul ediliyor.

Görsel: Le Palais Idéal du Facteur Cheval

Sürrealizm denince akla gelen mimarların başında, Katalonya’nın dahi çocuğu Gaudi geliyor. Sagrada Familia, Casa Vicens, Casa Mila ve Crypt gibi eserleriyle adından sıklıkla söz ettiren Gaudi, yapılarında renkleri ve birbiriyle uyumsuz detayları çok yoğun bir şekilde kullanması sayesinde adeta kaosun içindeki düzeni gözler önüne seriyor. Ünlü mimarın tam bir sürrealist olup olmadığı, aslında bugün bile tartışma konusu… Kimi otoriteler, çalışmalarına sürrealizmin ilanından daha önce başlayan Gaudi’yi bu çarpıcı akıma dâhil etmiyor. Ünlü dâhinin eserleriyle sürrealizmin yükselişine önemli katkı sağlamış olması ve kendisi farkına bile varmadan sürrealistler tarafından benimsenmesi ise, “kendiliğinden” olanı yücelten sürrealizmin ilginç ironileri arasında kabul ediliyor. Sürrealist mimarinin başyapıtları arasında, Facteur Cheval’in imzasını taşıyan Le Palais Idéal de bulunuyor. Esasen bir postacı olan ve “İdeal Saray” ismini verdiği tek mimari yapısının çalışmalarına 43 yaşındayken başlayan ünlü isim, günümüzde sürrealist mimarinin ataları arasında sayılıyor. Cheval’in tam 33 yılda tamamladığı ünlü eseri ise, masalsı görünümü ve çarpıcı inşa tekniği ile pek çok mimari yapıya esin vermeyi sürdürüyor.

Eğer siz de en az sürrealizm kadar etkileyici ve yenilikçi bir tasarım anlayışıyla tanışmak isterseniz, Bürotime‘a göz atabilir ve sınırları aşan ofis tasarımlarını keşfedebilirsiniz.