Giderek büyüyen pazarların içinde öne çıkmak, milyarlarca yıldızın olduğu gökyüzünde görünür olmaya çalışmak gibidir. Farklı olduğunu gösterebilmek, markalaşmak; özel ve farklı bir ürün geliştirmek, yenilikçi tasarım ile öne çıkmak gibi senkronize birçok faaliyeti içinde barındırır. Bu faaliyetler, marka kimliği çalışmalarından müşteri hizmetlerine, iletişim stratejilerinden pazarlama yöntemlerine kadar koordineli ve uyumlu bir çalışmaya ihtiyaç duyar.
AR-GE faaliyetleri markalaşma faaliyetinin esasını oluşturur. Hem yeni ürün geliştirmek, hem yeni tasarımlarla işlevselliği artırmak önerilir. Kurumsal bazda patent, ihracat, reklam faaliyetleri imalat ve pazarlama süreçleri ile birleşir ve markanın özgün kimliğine katkı sağlar. Markaya uzanan süreci ilk olarak AR-GE ve inovasyon çalışmaları başlatır. AR-GE ve inovasyon; patent çalışmaları, mülkiyet hakları gibi çalışmalar markalaşmanın en önemli ayaklarını oluşturur.
Tasarımın Başarısı Şirketin Başarısı
Tasarım ve markalaşma, şirketlere başta ticari faydalar olmak üzere pek çok açıdan ciddi faydalar sağlar. Tasarım günümüzde ticaretin en önemli araçlarından biridir ve endüstriyel tasarım üretim sektörünün bel kemiğini oluşturur. Bir anlamda üretim stratejisini belirleyen tasarım faaliyetleri, geliştirilen yeni ürünlerle firmanın yürüyeceği yolu, atacağı adımları belirler. Tasarım faaliyetlerindeki başarı ya da başarısızlıklar, doğrudan şirketin başarı ya da başarısızlığına dönüşür.
Endüstriyel tasarım deyince kastedilen sadece görüntüye dair bir şey değil, aksine ürünün özüne dair bir olgu kastedilir. Bugün tasarım, bir ürünü geliştirme ve üretme safhalarını belirler, yaratılan tasarım anlayışı ile bir markalaşma sürecini başlatır.
Nasıl Bir Tasarım, Nasıl Bir Marka?
Tasarım ve markalaşma sürecinin salt görsel faktörlerle sınırlı olmaması, işlevselliği de önemli kılar. Çözüm odaklı ürünler geliştirilmesi ve yenilikçi teknolojilerin geliştirilip uygulanması, hem ürünün yer aldığı pazarlardaki pozisyonunu güçlendirir, hem de yeni pazarların kapısını açar. Mevcut bir markaya dair koruma ve geliştirme faaliyetlerini de yeni bir marka yaratma süreçlerini de kapsayabilen tasarım ve markalaşma üretim aşamasından başlayarak etkin bir rol izler.
Tasarım ve markalaşma faaliyeti kullanıcı ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda ürünleri yenilerken, AR-GE ve inovasyonla ürünlerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi esas alınır. İcatlar, buluşlar, yenilikçi teknolojiler başarılı biçimde ürünlere yansıtılır, hızla insanların hayatına girmesi sağlanır. Marka kimliği yenilikçi teknolojiler ile anılmaya başladıkça, tasarım ve markalaşma faaliyetlerinin ticari olarak getirdikleri daha da görünür olur.
Tasarım ve Markalaşma Ne Getirir?
Tasarım ve markalaşma faaliyeti ile ürünler rakip ürünlerden farklılaşır, öne çıkar. Böylelikle şirket ciddi bir rekabet gücü kazanır, yer aldığı piyasalarda adından söz ettiren, tercih edilen bir marka olur. Ürünün katma değerini de artıran bu süreç, stok ve bakım maliyetlerini azaltarak, artı değer üretimini artırır, satış fiyatı değişmese bile üretim maliyetlerini azaltarak ürünü daha kârlı hale getirir.
Tasarımı bir rekabet gücü olarak öne çıkaran olgular, yenilikçilik ve yaratıcılıktır. Yenilikçi teknolojiler ve yeni bilgiler, ancak insanların kullanabildiği ürünlere dönüştüğünde şirketlere rekabet gücü ve ticari başarı getirirler. Tasarım, yenilikçiliği oluşturan bir etken olarak yaratıcılığa ihtiyaç duyar. Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri, yeni bilgi ve teknolojilerin nasıl ticari başarı kazanan ürünlere dönüştürülebileceğini ortaya çıkarır. İnovasyon kavramının ihmal edildiği, tasarımın yeterince önemsenmediği durumlarda teknolojik yenilik sınırlı kalır ve arzu edilen başarı kazanılamaz. Tasarım, tüm bu faydalarıyla mevcut pazarlarda ve yeni pazar arayışlarında ürünlerin rekabet gücünü artırır.
Sonsuz Bir Döngü Yenilikçilik ve Yaratıcılık
Yenilikçiliği ve yaratıcılığı esas alan tasarım ve markalaşma faaliyetlerinin sürekliliğinin esas olması gerekir. Tasarım faaliyetlerinde başlayarak markalaşan firma ya da ürün, kendini yenileme faaliyetine ara vermemeli, AR-GE ve inovasyona önem vermeyi sürdürmelidir. Böylece ortaya çıkan yeni ihtiyaçları daha önce belirleyebilir ve en doğru çözümleri en yeni teknolojilerle geliştirebilir. Yeni teknolojileri mevcut pazarlar ve yeni pazarlar, yeni ürünlere dönüştüren tasarım ve markalaşma süreci doğru işletilirse rekabet gücü artar. Tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayan ve beğenilerini gözeten yenilikçi fikirler kolayca başarılı olurken, pazar ihtiyaçlarını gözetmeyen fikirler ne kadar yenilikçi olursa olsun başarı şansı daha azdır.
Bu süreçlerin sürekliliğini sağlanması da zorunludur. Pazar ihtiyaçları değiştikçe, geliştikçe tasarım çalışmalarının da bu yenilenen pazar koşullarına göre pozisyon alması gerekir. Markalar, belirli periyotlarla yeni teknolojiler, yeni malzemeler, yeni buluşlar ve yeni tasarım fikirleri ortaya koyarlar ve ürünlerini yeni halleriyle pazara sürürler. Her zaman teknik bir yenilik mümkün olmasa da tüketicilere performans, estetik, dayanıklılık, ergonomi gibi alanlarda yeni tasarımlar sunulur.
Fiyat-Performans, Tasarım ve Rekabet Gücü
Tasarım çalışmaları yanı zamanda ürünlerin üretim maliyetlerini düşürmeyi de hedefler. Bir ürünün her yeni versiyonu bir yandan yeni özellikler kazanırken, bir yandan üretim maliyetlerini düşürmeyi hedefler. Üretim maliyetleri rekabet açısından temel unsurlardan biridir. Ürünün fiyatı rekabet gücünü doğrudan belirler. Fiyat performans ya da fiyat kalite ilişkisi tüketici tercihlerini belirleyen faktörler arasında ilk sıralarda yer alır.00
Tüm özellikleri aynı olan iki ürün arasında rasyonel olarak tüketicilerin ucuz olanını tercih etmesi beklenir. Ancak hayatın olağan akışı her zaman böyle oluşmaz. Ürünün tasarımı, estetik görüntüsü, kalitesi, marka değeri ve marka algısı gibi pek çok etmen de devreye girer ve tüketici kararı üzerinde etkili olabilir. Ürünün fiyatı dışında sembolik değerinin önemi artar ve tüketici davranışları üzerinde etkili olabilir. Bu sembolik değer öğelerinin başında tasarım gelir. Kalite ve performans beklentileri arttıkça ve yeni teknolojilerle ürün çeşitliliği çoğaldıkça, fiyat dışı faktörler, özellikle de tasarım, rekabet gücünün belirleyeni haline gelebilir. Böylelikle tasarım, hem üretim esnasında üretim maliyetlerini dolayısıyla fiyatları belirleyerek, hem de pazarlama esnasında fiyat dışı faktör olarak rekabet gücünü çok yönlü belirleyeni olur. Tasarım süreçleri, satış sonrası tamir ve bakım masrafları üzerinde de belirleyici bir etkiye sahiptir. Yapılar tüm araştırmalar, tasarım süreçlerini bu çok yönlü yapıyı gözeterek gerçekleştiren şirketlerin, klasik şirketlere oranlar çok daha başarılı olduğunu ortaya koyar.
Tasarım ve Markalaşmayla Büyümek
Tasarım ve markalaşma, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri ile birlikte şirketlerin ürün çeşitliğini sağlar, ürünleri işlevselliği ile öne çıkarır ve kaliteyi bir araç olarak şekillenir. Tasarım ve markalaşma, büyümenin önemli bir unsuru olarak gelişir. Şirketler, büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için tasarıma yönelirler. Son yıllarda tasarımı ile öne çıkan ya da pazar payını geliştiren pek çok örnek bulunabilir. Samsung’un endüstriyel tasarım faaliyetlerinden, Paşabahçe’nin art arda çıkardığı serilere, tasarıma yönelerek büyüyen Vitra’dan lider marka Arçelik’in oluşturduğu tasarım diline pek çok örnek sıralanabilir. Yenilikçi tasarımı ile öne çıkan markalar arasında bankalardan içecek sektörüne, beyaz eşyadan yapı malzemelerine pek çok sektör yer alır. Tüm bu başarılı örnekler sadece görsel bir tasarımı değil, yenilikçi ürünleri kapsayan tüketici ihtiyaçlarına yanıt veren yeni ürün tasarımlarını kapsar.
Tasarım ve markalaşma çalışmalarında tescil faaliyeti de ihmal edilmemesi gereken, önemli bir yere sahiptir. Tasarıma önem vererek rekabet gücünü artıran ve büyüyen şirketler, patent hakları ve marka tescilini ihmal etmemelidir. Marka tescili yaptırmak her ürün ve marka için zorunlu bir adım olarak düşünülür. Marka tescili için ürünün ya da markanın biricik olması, yani ayırt edici olması zorunludur. Marka tescili yasal hakları koruması yanında, şirketin kişiliğini, gelecek projelerini, vizyonunu da açık biçimde ortaya koyar.
Tasarım ve markalaşma süreçlerinin yasal olarak da kayıt altında alındığı marka tescili, şirketin özgün ürün yaratma gücünü de kanıtlar. AR-GE ve inovasyon ile yürüyen sürecin sonunda, patent ve mülkiyet hakları çalışmalarıyla ürünün özgünlüğü yasal olarak kanıtlanır, tasarım ve markalaşma sürecinin yasal kanıtı oluşur.
Ofis mobilyaları sektöründe bilinirliği ve güvenilirliği yüksek bir marka olan Bürotime, aldığı özel sertifikalar ve layık görüldüğü tasarım ödülleriyle tasarım ve markalaşmaya verdiği değeri gözler önüne sermektedir. Tasarım ve markalaşmaya dair haber ve gelişmelere Bürotime web sitesinden kolayca ulaşabilirsiniz.