İnsanoğlu, tarihinin en olağan dışı ve en hızlı dönüşümlerine tanıklık ediyor. 2000’li yılların başından itibaren bilimsel, teknolojik ve sosyolojik gelişme ve yenilikler baş döndürücü bir hızla evreni, yaşamı ve dünyayı dönüştürüyor. Çok değil, daha 10 yıl önce bilim-kurgu filmlerine konu olan çarpıcı dönüşümlerin çok yakın bir gelecekte insanoğlunun gündelik gerçekliğini oluşturacağı ön görülüyor.
Bu sarsıcı değişimler arasında yer alan hiper-gerçeklik yönetimi, robotlaşma, mikro ölçekli kişiselleşmiş üretim, uzay turizmi gibi kavramların insanoğlunun endüstri devriminden kalma yaşama ve çalışma alışkanlıklarını kökten dönüştüreceği biliniyor. Global piyasa oyuncuları, pazar yapılandırıcılar, tasarımcılar ve fütüristler, insanlığı hemen yanı başında bekleyen bu dönüşüme karşı hazırlamaya çaba gösteriyor. Hızla dönüşerek global iş gücünün tüm ezberlerini bozacak olan iş yaşamı yapılandırılırken, ofis tasarımında değişiklikler de planlanıyor.
Yeni Çağın İş Yapma Anlayışı ve Yeni Nesil Ofislere Bakış
1980’li yıllarda dünyayı etkisi altına alan liberal ekonomi yaklaşımı, lineer ve hiyerarşik yapılanmaya dayalı bir ofis yaşamı sunuyordu. 1990’lara gelindiğinde, milenyum dönüşümlerine hazırlık aşamasında askeriye orijinli klasik hiyerarşik ofis yapılarının kısmen kırılarak yerini daha esnek yapılı, çeşitlendirilmiş iletişim kanallarına olanak tanıyan ofislere bıraktığı görülüyor. 2000’li yılların başından itibaren ise çok daha insan-merkezli, hiyerarşiyi büyük ölçüde dışlayan, yapılanması dikeyden yataya evrilmiş, daha yalın ofis tasarımlarına geçiliyor. Bu evrede sosyal yaşamdaki bireyselleşme eğiliminin aksine, ofis ortamlarında etkileşimi maksimize etmeyi hedefleyen takım çalışmalarının daha efektif iş sonuçları yarattığı gözlemleniyor.
Teknoloji uzmanları ve fütüristler tarafından çok yakın bir gelecekte yaşanacağı duyurulan majör değişimler arasında: “önce mobil” anlayışının yerini “sadece mobil” anlayışına bırakması, mevcutta sürdürülen 2 milyar işin yok olması, 100’e yakın mesleğin yerini başka mesleklere bırakması, doğanın korunmasını temel alan iş yapış şekillerine geçiş yer alıyor. İnsan ömrünün uzaması, robot-insan etkileşiminin artması, su, güneş ve rüzgar enerjilerinin iş dünyasında yoğun kullanımı ve siber-teknoloji odaklı iş modellerine geçiş yine yeni çağın beklenen gelişmeleri arasında yer alıyor.
2030’lu Yılların Meslekleri ve Geleceğin Çalışma Alanları Nasıl Şekillenecek?
Yeni çağın robotizasyona yenik düşerek ortadan kaldıracağı meslekler arasında cerrahlık, yargıçlık, bankacılık ve finans yöneticiliği, üst düzey yöneticilik, danışmanlık, üretim hattı operatörlüğü ve müşteri ilişkileri yönetimi gibi sayısız meslek yer alıyor. 2030’lu yılların ofislerinin bu doğrultuda yapılandırılacağı, insan-insan etkileşimi yerine az insan-çok robot etkileşiminin temel alınacağı tahmin ediliyor.
Klasik proleteryanın kademeli olarak iş dünyasından çekilmesine paralel olarak, robotlaşma yaygınlık kazanırken, aynı zamanda İnsan 2.0’a geçilmesi de planlamalar arasında yer alıyor. Buna göre, insanoğlunun bedeninin tüm haritası çıkartılarak, istenen yetenek ve becerilere göre beyin başta olmak üzere çeşitli organlarının içlerine mikro ölçekli cihazlar yerleştirilerek insan-makine bileşimine sahip insanımsı (humanoid) hibrit canlıların oluşturulması da öngörüler arasında yer alıyor. Yönetici asistanları ve özel kalemlerin yerlerini de sanal asistanlar alacağından ötürü, 2030’ların iş yaşamı ve ofis ortamları, homo sapiens-yapay zekâ ve humanoidlerden oluşacak ekiplerle yönetilecek şekilde planlanıyor. Kulağa bir Hollywood filmi senaryosu gibi gelen bu kavram ve dönüşümler, çok yakın geleceğin gündelik gerçekliği halini alacağı için teknoloji eksperleri, global işletmelerin başkanları ve gelişmiş ülkelerin liderleri, yaşanacak bu dönüşümün çarpıcılığına vurgu yaparak, insanlığı bugünden tüm alanlarda bu dönüşümsel sürece karşı hazırlıklı olmaya davet ediyorlar.
Uygarlık tarihinde örneği görülmemiş bir hızla yaşanacak bu dönüşümler, iş yapış şekilleri ve temel “iş ortamı” anlayışını da kökten değiştireceğinden dolayı, ofis tasarımında değişiklikler yapılması da acil ve çok ciddi bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor.
Dijitalleşen Ofisler ve Yeni Çalışma Alışkanlıkları
Endüstri Devrimi’ne paralel olarak fabrikalaşma, otomasyon süreçlerinin dizaynı, bu doğrultuda iş modellerinin geliştirilmesi gibi süreçler geride kalıp, “Bilgi Çağı” veya “Mobil Çağ” olarak da ön tanımlaması yapılan 2030’lu 2040’lı yıllarda iş yaşamının nasıl dönüşeceğine ilişkin olasılık hesaplamaları ve simülasyonlar yapılırken, bu dönüşüme karşı gereken hazırlığı ortaya koymak da kendi içinde çok sayıda güçlük barındırıyor. İnsan destekli fabrikasyon ve imalat süreçleri, yerini %80 civarında otomasyona devredeceği için, homosapiens için iş süreçlerinde dijitalizasyon bir tercihten öte, varlığını korumak için temel bir zorunluluk haline geliyor. Homo sapiens-insansı hibrit canlı ve yapay zekanın ofis ortamlarındaki işbirliği sonucu, ortaya konacak ileri düzey çalışmalarda olanaklı olan en tatmin edici yeni çağ iş deneyimlerinin elde edilmesi arzu ediliyor. Bu benzeri yaşanmamış deneyim sürecinde ofislerde cihazların ve iş yaşamı alanlarının da birbirleriyle akıllı teknolojiler yardımıyla sürekli iletişimde olacağı düşünüldüğünde, geleceğin dijitalleşmiş ofislerinde çalışmanın nasıl bir deneyim olabileceğini kestirmek hayli güç görünüyor.
Bu radikal dönüşümler sürecinde, şu ankinden çok daha büyük miktarda veri transferini ve hiper-gerçekliğe dayalı çoklu iletişimleri olanaklı kılan, azalan doğal kaynaklar nedeniyle her türden sarfiyatı minimize eden, dijitalizasyon ve optimizasyon odaklı çalışma alışkanlıklarına hızlı bir geçiş yapılacağı tahminler arasında yer alıyor.
2030’larda iş iletişimleri yalnızca insandan insana veya insandan robota doğru olmayıp, canlı-cansız-dijital ve akıllı tüm sistemler birbiriyle olağanüstü miktar ve hacimde paylaşım ve etkileşimde bulunacağı için, geleceğin ofislerinde de sanallaşmayı destekleyen akıllı ofis yapılarına geçileceği öngörülüyor. İnsanoğlu şu an için teknolojinin bu ileri düzeyiyle karşılaşmaya hazır olmayıp, dijitalleşmeyi daha sınırlı ve kişisel tutmayı tercih etse de, teknolojik gelişmelerin hızı, dijital dönüşümün ve robotizasyonun beklenenden de daha önce yaşama geçirileceğine işaret ediyor.
Yeni Nesil Modern Ofis Tasarımları Nasıl Şekillenecek?
2030’ların modern ofis tasarımları için geliştirilen çalışmalarda, insan-insan, insan-yapay-zeka, insan-insansı canlı ve insansı canlı-yapay zeka gibi farklı kombinasyonlarda iş ekiplerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek ofis tasarımları hedefleniyor. Bu farklı yapılardaki ekiplerin, değişik iş aktivitelerini ayrı zaman dilimlerinde gerçekleştirebilmelerini sağlayan yeni akıllı iş mekanları ve ileri düzey dijitalizasyon sistemleri üzerinde çalışmalar sürdürülüyor.
Bu yeni ofis yaşamı tasarımında, birbirinden çok ayrı özelliklerdeki ekiplerin kullanacağı ortak mekanlarda sosyalleşme olanakları da tasarım planlarına dahil edilirken, tüm bu değişik yapılardaki iş ekiplerinin eş zamanlı olarak farklı lokasyonlarda bulunabileceği de modern ofis tasarım planlamalarına dahil ediliyor.
2030’ların modern ve yeni nesil ofislerinde:
- Kablolaşmayı tümüyle ortadan kaldıran uygulamalara gidilmesi,
- Sanal multimedya alternatifleri sunan, yüklü veri transferini kolaylaştıran akıllı altyapıların kullanılması,
- Verimlilik artışı sağlayan dijital donanımların güçlendirilmesi,
- Doğa dostu akıllı teknolojilerin tercih edilmesi,
- Geniş ve ferah, çoklu kullanıcı deneyimi odaklı mekan yapılarına geçilmesi,
- Yeşil bina altyapılarının dijitalleşmeyle güçlendirilmesi,
- İnsan bedenine daha uyumlu ergonomik dizaynların geliştirilmesi,
- Günlük olarak mikro ölçekli üretilip doğada hızla çözünecek ofis donanımlarının yaşama geçirilmesi de planlamalar arasında yer alıyor.
Tüm bu devasa büyüklükteki değişim ve dönüşümlere hazırlık olmak, geleceğin iş dünyasındaki farklılaşan rekabette avantajı ele geçirmek anlamına geliyor. Siz de 2030’lu yıllara yaklaşılan şu dönemde, iş süreçlerinizi ve ofis ortamınızı geleceğe göre yapılandırmak ve rekabette öne geçmek istiyorsanız, akıllı teknolojilere uyumlu, modern ofis yaşamı kurgularına göz atabilir, Bürotime’ın gün içerisinde farklı kullanım senoryalarına yönelik geliştirdiği yeni ofis konsepti Elements’’i inceleyebilirsiniz.