Dünya her gün dönerken ve her gün bir önceki güne göre tüm açılardan farklıyken, insanların etrafında olup bitenlerin durağan kalması da söz konusu olmuyor. Teknoloji; çok uzak değil, birkaç yıl önce kendi evrimini başlatmışken, peşinden gitmemek mümkün görünmüyor. Sadece içinde bulunulan dönem bunu gerektiriyor diye değil, insan da hızla değiştiği için, üretim ve tüketim üzerine kurulu dünyada değişen/dönüşen insana yönelik yeni pazarlama stratejileri ortaya koymak artık gereklilik olarak görülüyor. Yeni pazarlama stratejilerini ortaya koyacak olanlar ise elbette teknolojiyi üretenler ve teknolojinin beraberinde getirdiği yeniliklere açık olanlar oluyor. Peki, kim bu teknoloji üretenler ve yeniliklere açık olanlar, eskilerin deyimiyle icat çıkaranlar? Onlar, 1980-2000 yılları arasında dünyaya gelen ve zekâlarıyla her gün insanlığı biraz daha şaşırtan Y kuşağı, Y nesli veya millennials olarak adlandırılan kuşak.

Pazarlamada Devrim Yaratanlar

Hem ansiklopediyi hem Wikipedia’yı bilen, geleneksel yöntemlerle de dijital yöntemlerle de üretebilen Y kuşağı, böylece dijital pazarlama alanının en aktif üyesi oluyor. Y kuşağı, birçok alanda olduğu gibi pazarlama alanında da devrim yaratan uygulamalar ortaya koyuyor. Yaşanılan dönemde her şeyin teknoloji ile bütünleşmiş olması tercih ediliyor. Y kuşağı; teknolojiye sıcak bakmayan, teknolojiden nasıl faydalanacağını bilmeyen marka ya da kurumların kurtarıcısı oluyor. Bu nedenle teknolojinin dinamiklerinin farkında olmayan markalar Y kuşağı ile çalışmayı bir strateji haline getirebiliyor. Zira Y kuşağı, bir markayı tüketicilerin odağına yerleştirmek ve markanın her daim önde olması için atılacak adımların neler olduğunu iyi biliyor ve ilerleyen teknolojiye özgü pazarlama stratejilerini belirliyor.

Geleneksel pazarlama yöntemleri, son yıllarda tüketicinin sosyal mecralarda daha çok olması sebebiyle yerini dijital pazarlamaya bırakıyor. Bu yeni dünyanın içinde, en çok üreten insana ihtiyaç duyuluyor. Y kuşağı bu ihtiyacı karşılayarak yeni pazarlama yöntemlerini yönetiyor. Bundan 10-15 yıl önce markaların pazarlama stratejileri daha çok gazete, dergi ve televizyon üzerinden kurgulanıyordu. Geleceği okumayı bilen Y kuşağı, markaların dijital pazarlamaya daha çok bütçe ayırmasında etkili oluyor. Tüketicinin sempatisini kazanan, mecraya uygun yaratıcı içerikler dijital pazarlama kurgusunun önemli bir elemanı olurken, Y kuşağı pazarlama stratejilerine birçok yenilik ekliyor.

Doğru “Etkileyen” Bir Pazarlama Yöntemi: Influencer Marketing

Y kuşağı ile oluşan dijital pazarlama stratejilerinin başında influencer marketing geliyor. Influencer marketing, bir markanın sosyal medya mecralarında yüksek sayıda takipçisi olan bir fenomenle iş birliğine giderek, fenomenin markayı reklam havasında değil de doğal bir akışla tanıtması olarak açıklanıyor. Takipçiler ürünü görüyor ve kullanmaya karar veriyor. Tüketici, eleştirisini de beğenisini de aynı mecrada dile getiriyor. Böylece marka hızlı bir kampanya ve geri dönüş süreci yaşıyor. Bu yeni pazarlama stratejisini kullanan Y kuşağı, marka bilinirliğini, tüketici sayısını ve dijitalde etkinliği artıyor. Eğer doğru influencer yani “etkileyen” fenomen bulunduysa; bu, markanın doğru dijital pazarlama alanında olduğu anlamına geliyor. Marka bu ortamda tüketicinin satın alma aşamalarını hızlıca görebiliyor, analiz geliştirebiliyor ve bir sonraki adımını buradan aldığı sonuçlarla atabiliyor.

Dijital pazarlama hiç olmadığı kadar hızlı bir dönem geçiriyor ve daha da hızlanacağa benziyor. Toplumların büyük kısmını oluşturan Y kuşağı ve hemen sonraki kuşak olan Z kuşağı; artık televizyon, gazete ya da radyoda değil internette dolaşımda görünüyor. Onlara ulaşmanın en kolay, hızlı ve ekonomik yolu ise dijitalden geçiyor. Dijital pazarlama her daim güncel olmayı gerektiriyor. Güncelliği yakalamak için de yapay zekâdan faydalanmak gerekiyor.

Pazarlamada Chatbot Devri

Chatbot, pazarlamada yapay zekânın kullanıldığı bir strateji. Kullanıcıdan aldığı bilgiler ile işlem yapan, kullanıcının sorularına yanıt veren yazılım olarak tanımlanıyor. Üstelik sadece sorulara cevap vermeyen, konuşmayı yönlendiren bir tür yapay zekâ. Müşterileriyle her an etkileşimde olmak isteyen markalar için etkili bir teknoloji olarak kullanılıyor. Chatbot’lar marka/müşteri ilişkisini canlı tutuyor, topladığı verilerle markaya müşteri hakkında bilgi vererek marka ile müşteri arasında yakınlaşmayı sağlayabiliyor. Aynı anda birden fazla kullanıcıya cevap verebilen chatbot’lar sayesinde aynı anda onlarca insan markayı konuşabiliyor. Yeni nesil ofis çalışanları, chatbot’lar ile birlikte pazarlama stratejilerine ivme kazandırıyor. Chatbot’ları stratejisine dâhil eden bir çalışana sahip olan marka, pazarlama dünyasında bir adım önde olabiliyor.

Dijital Pazarlamanın Dinamik Kuşağı

Bünyesinde Y kuşağından bir kişi çalıştırmayan kurum, marka yok gibi. Çünkü bu kuşak, Türkiye nüfusunun %35’i demek. Açık fikirli, kararlarını hemen uygulayan, araştırmayı seven, yeniliğe tutkun, esnek çalışmadan yana, yaratıcı ve üretken olarak tanımlanan bu kuşak; kurumsal kimliklerin kalıplarını esnetmesiyle dijital pazarlamanın da önünü açıyor. Teknolojiyi önceki kuşaklardan daha iyi özümseyen Y kuşağı, onu değerlendirmeyi de daha iyi biliyor. Değişimin hızına daha kolay uyum sağlayan Y kuşağı, küresel iş gücü piyasası için gerekli dinamizmi sağlıyor. Türkiye’deki Y kuşağı çalışanlarının %38’i, yapay zekâ ve robot teknolojilerinin iş imkânları üzerinde olumlu etkileri olacağını söylüyor. Y kuşağının %56’sı ise, teknolojinin ülkemizdeki ekonomik büyümeye etkisinin olumlu olacağı yönünde birleşiyor. Teknolojinin çok yönlü etkilerini önemseyen Y kuşağı için hedef kitlenin ne istediğini bilmek de çok önemli. Bu, pazarlamada başarılı olmanın en önemli şartı olarak da görülebiliyor. Hizmet ettiği tüketiciden hizmetinin karşılığını almak isteyen markalar, bunun için tüm faaliyetlerini tüketicinin taleplerine göre şekillendiriyor. Başarıyı sağlamak için pazarlama tekniklerini, özellikle yaşanılan dönemin teknolojilerini bilmek büyük bir gereklilik oluyor.

Reklam Yapmadan “Reklam Yapmak”: Native Advertising

Native advertising yani doğal reklam, yeni nesil çalışanların tüketiciye sunduğu başka bir yenilik. Markalar bu reklam tarzında eğlendirici ve bilgilendirici içeriklerle hedef kitleleriyle etkileşime geçiyor. Burada önemli olan reklam yapmadan “reklam yapmak”. Yani markalar mesajlarını farklı sosyal medya mecraları aracılığıyla; banner, post ve video gibi araçlarla gönderiyor. Native advertising kullanılan içerikler o kadar doğal veriliyor ki kullanıcı bunun bir reklam olduğunu çoğu zaman anlamıyor.

Görselin çok önemli olduğu ve her şeyin videolarla sunulduğu bir dönem yaşanıyor. Video dünyasının fenomenleri olan Youtuber’ların insanlar üzerindeki etkisi hayli fazla. Pazarlamada videonun öneminin farkında olan yeni nesil pazarlamacılar etkili videolar ile marka/tüketici arasında daha duygusal bir bağ kurmayı başarıyor. Tüketiciyle bağ kuran markaların unutulma olasılığı çok daha az görünüyor. Marka ve tüketici arasında bağ kurulmasından yana olan Y kuşağı; Youtube, Facebook, Instagram ve Snapchat olmak üzere sosyal medya mecraları için orijinal video içerikleri yaratılmasına katkı sağlıyor. Tüm bu yaratım sürecinde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta bulunuyor. Daha yüksek etkileşim oranı için daha çok kişileştirilmiş içerik sunulması. Kişileştirilmiş içerik yani tüketicinin gereksinimlerine göre şekillenen akıllı içerikler sayesinde tüketiciler kendilerini özel hissediyor. Akıllı içerikler Y kuşağının getirdiği öne çıkan yeniliklerden biri olarak veriliyor.

Küçük Hikâyelerden Oluşan Reklam Platformu: Canvas

İnsanlar birçok şeyi telefonlarına yükledikleri mobil uygulamalarla yönetebiliyor. Markalar, ürünler ve hizmetler mobil uygulamalar sayesinde her an her yerde ulaşılabilir durumda. Ulaşılabilirliğin bu kadar kolay ve hızlı olduğu bu dönemde Facebook, reklam verenler için yeni pazarlama yöntemleri sunmaya devam ediyor. Bu yöntemler yeni nesil pazarlamacılar tarafından ilgiyle takip ediliyor. O yöntemlerden biri 2016 yılında tanıtılan, mobil Facebook kullanıcılarına özel geliştirilen Canvas reklam formatı. Daha önce video ve Carousel gibi formatlarla markaların kendilerini anlatabilmelerine olanak veren Facebook, Canvas ile hızlı reklamcılığa bir alternatif daha eklemiş oluyor.

Canvas ile yazı, fotoğraf, video ve “Harekete Geç” butonlarının bir arada kullanıldığı reklamlar oluşturulabiliyor. Kullanıcı reklama tıkladığında markanın karşılama sayfasına gelmeden önce bir Canvas görüyor. Canvas bir nevi; kullanıcın markaya ulaşmadan önce marka hakkında fikir edineceği, marka hikâyesine göz atacağı bir ön izleme olarak düşünülebilir. Facebook’un sunduğu reklam şablonları sayesinde marka hızlı bir şekilde reklamını oluşturuyor. Canvas, Facebook’un içinde sunulan bir yenilik olduğu için normal mobil sitelere göre çok daha hızlı yükleniyor. Kişileştirilmeye açık bir alan olduğundan markalar mobilde kendilerini daha iyi yansıtan etkileyici deneyimler oluşturabiliyor. Canvas’ın global kullanıma açık olması sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde üretilen reklama tüm kullanıcılar ulaşabiliyor. Facebook’un henüz 2 yıldır dolaşımda olan bu platformu, kullanıcılara farklı deneyimler yaşatmak isteyen markaların pazarlama departmanları için alternatif reklam alanlarından biri oluyor. Sadece bir yıl içinde bile onlarca yeniliğin ortaya çıktığı dijital dünyanın en sadık takipçisi olan Y kuşağı, dijitalin durdurulamaz ilerleyişini çalıştıkları markalar adına destekliyor.