İlk olarak 2019 yılının Aralık ayında Çin’de görülen, ardından hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılan koronavirüs, yaşamı her alanda etkiliyor. 21. yüzyılın tüm kurallarını zorlayan tedbirler, pandemi sürecinin en az kayıpla atlatılabilmesi için büyük önem taşıyor. Virüsün etkili olduğu ülkelerin kapılarını diğer ülkelere kapattığı, seyahat kısıtlamalarının uygulandığı, karantina uygulamalarının öne çıktığı, sokağa çıkma kısıtlamalarının getirildiği ve iş yerlerinin faaliyetlerini durdurduğu ya da yavaşlattığı bu dönemde, virüsün bulaş hızını azaltmak için herkesin özen göstermesi gerekiyor. Tüm bu tedbirlerin de etkisiyle yayılım hızında yavaşlama olan birçok ülkede yavaş yavaş normalleşme adımları atılıyor. Türkiye de normalleşme sürecine giren ülkeler arasında bulunuyor. Pandemi sonrası bu dönem ise, “yeni normal” olarak adlandırılıyor. Peki, bireysel ve toplumsal yaşam açısından “yeni normal” ne ifade ediyor?
Sosyal Hayat ve İkili İlişkilerde Nelere Dikkat Edilmeli?
Birçok insanın sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için evinden dışarıya çıkması, ilk vakanın görülmesinden hemen sonra eğitim kurumlarının online eğitime geçmesi, alışveriş merkezlerinin, kafe ve restoranların kapatılması, iş yerlerinde yeni bir çalışma düzeninin oluşturulması, sosyal aktivitelerin askıya alınması ve ertelenmesi koronavirüs tedbirlerinin başında geliyor. Evde yalnız geçirilen zamanı arttıran bu aktiviteler, pandemi sürecinde tüketim alışkanlıkları ve miktarının değişmesine, sosyal hayatın yüz yüze ilişkilerden online görüşmelere evrilmesine yol açtı. Karantina döneminde, dijitalleşme etkisini artırarak iletişimin sınırlarını yeniden çizerken, toplantılar dijital platformlarda yapılıyor, aileler ve arkadaşlar online uygulamalar üzerinden buluşuyor ve ihtiyaçlar internet üzerinden satın alınıyor.
Kısıtların yavaş yavaş azaltıldığı yeni normal için uzmanlar uyarmaya devam ediyor. Tedbiri elden bırakmamak gerektiği her fırsatta dile getiriliyor. Bu nedenle dışarıda herkesin birbirine doya doya sarıldığı organizasyonları, binlerce kişiden oluşan coşkulu kalabalıkların eğlendiği konserleri ya da kutlamaları beklememek gerekiyor. COVID-19 tam anlamıyla sağlık için bir tehdit olmaktan çıkana kadar karantina tedbirlerinin yeni versiyonlarına dikkat etmek, yani “yeni normal”e ayak uydurmak önem taşıyor. Yeni normal, kalabalık ortamlara mümkün olduğunca az girmeyi, riskli yerlerde mutlaka maske kullanmayı ve çevredekilerle mesafeyi korumayı gerektiriyor.
Karantina Alışkanlıkları Bitecek Mi?
Yeni normal olarak tanımlanan süreç karantina dönemine göre çok daha fazla esneklik sunsa da, virüsle karşılaşma endişesi karantina döneminin alışkanlıklarının devam edebileceğini gösteriyor. Örneğin; evde kalınan süreçte internet üzerinden birçok ihtiyacın karşılanabildiği görülüyor ve yeni dönemde de değişen satın alma alışkanlıklarının tamamen eskiye dönmesi beklenmiyor. Karantina döneminde değişen tek şey online sipariş vererek alışveriş yapmanın yaygınlaşması olmuyor. Evden ya da yerinden satın alınan ürünlerin niteliğinde ve miktarında da değişiklik gözlemleniyor. Hızlı tüketim ürünlerine talebin azalması, daha uzun süre saklanabilen gıda ürünlerine yönelme mutfak alışverişlerinin kompozisyonunu etkiliyor. Hatta birçok insan bu sürecin de etkisiyle artık evde ekmek yapma, yoğurt mayalama, makarna kesme gibi aktivitelere ilgi duyuyor. Virüs endişesi, kıyafet ve ayakkabı alışverişlerinde de talebi yavaşlatıyor. Sonuç olarak birçok insanın tüketim alışkanlıklarını güncellediği görülüyor. Dolayısıyla tüm bu değişiklerin yeni normalleşme sürecinde bir anda ortadan kalkması beklenmiyor.
İş Hayatında Güncelleme Gerekiyor Mu?
Çalışma hayatı pandemi sürecinin en çok etkilediği alanlardan biri oluyor. Bazı iş yerlerinin faaliyetlerini tamamen durdurması, bazı iş yerlerinde çalışanların dönüşümlü olarak ofise gitmesi ve evden çalışma düzeninin oluşturulması karantina döneminde öne çıkan değişiklikler arasında bulunuyor. Yeni normalleşme adımları sayesinde ise pandemi sonrası ofislere dönüş başlıyor. Çalışanlar, virüsle karşılaşma olasılığının en aza indirildiği bir ofis ortamı hayal ediyor. Bunun için de ofislerde bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor. Doğal havalandırma ortamı oluşturmak, çalışanların masalarını mesafeli olarak konumlandırmak, çoklu görüşmelerin yapıldığı toplantı odalarında yakın temasın en aza ineceği şekilde bir yerleşim yapmak bu düzenlemelerin başında geliyor. Esnek çalışma saatlerinin uygulanabildiği iş yerlerinde çalışanların işe başlama saatlerinin değiştirilmesi ve teknolojinin sağladığı kolaylıklardan faydalanarak yüz yüze görüşmelerin en aza indirilmesi de yeni normalleşme sürecinde ofis yaşamı için öne çıkan fikirler arasında yer alıyor.
Değişen dünyaya hiç zaman kaybetmeden adapte olmayı sağlayan Bürotime, pandemi sonrası süreçte de sunduğu home office çözümleri ile çalışma hayatına yeni bir soluk getirmeye devam ediyor.