İş dünyasının personel havuzu zaman zaman yetenek sıkıntısı yaşıyor. Değer yaratan, farklılıkları ile göze çarpan, üretken, yaratıcı iş gücü ve yetenekli çalışan bulmak giderek zorlaşırken; internetin gelişmesi ile beraber bu tip çalışanlar şirketlerin radarına eskisine oranla daha kolay giriyor. Yetenekli çalışanlar iş aramasalar dahi sürekli yeni iş teklifleri alabiliyor. Yalnızca sermaye gücü, teknolojik üstünlük ya da güçlü bir marka imajına sahip olmak iş dünyasının değişen koşullarına uyum sağlamaya tek başına yeterli gelmiyor. Bunların hiçbirisi, nitelikli, yaratıcı, yetenekli soyut ve somut becerileri bir arada kullanabilen çalışan kadar etkili olamıyor.

Hem Türkiye’de hem de küresel bazda nitelikli iş gücünde her geçen gün bir azalma meydana geliyor. Bu sebeple de şirketler var olan yetenekleri elde tutmakta zorluk yaşıyor.

Yetenek Sıkıntısı: Değişen İş Dünyasının Yeni Endişesi

İstihdam alanındaki nitelikli iş gücü açığı günden güne artıyor. Bunun yanı sıra diğer organizasyonlarla olan rekabette üstünlük yaratmak isteyen işletmeler, bu üstünlüğü oluşturacak ve devamlılığını sağlayacak çalışanları bünyelerine katma çabasına girebiliyor. 20. yüzyılda küresel boyutta dönüşümler yaşanırken, Manpower’ın sunmuş olduğu 2019 Yetenek Kıtlığı Raporu, şirketlerin yetenekli çalışan bulurken oldukça zorlu süreçler yaşadığını gözler önüne seriyor.

Yetenek kıtlığı, iş gücünün tamamen daraldığı manasına gelmiyor. Ancak küresel ekonomide fırsatları değerlendirebilecek yetenekli çalışanların sayısındaki azlığı ifade ediyor. İşsizlik oranlarının her geçen gün artmasına rağmen küresel çapta ciddi bir yetenek kıtlığı sorunu yaşanıyor.

Çalışan ve İşverenlerin Farklılaşan Beklentileri

Şirketlerin yüksek beklentileri ve çalışanların beklentileri arasındaki makas açıldıkça, yetenek kıtlığı da eş zamanlı olarak artışa geçiyor. Çalışanlar bazında bakıldığı zaman kişiler artık yoğun bir rekabetin yaşandığı, kişisel alanın kısıtlı olduğu, rahatlıktan uzak organizasyonlarda yer almayı tercih etmiyor. Çalışanlarına kişisel alan özgürlüğü ve kişisel gelişim hakları tanıyan işletmeler de tercih edilebilirlik konusunda bir üst noktaya ulaşıyor. Uluslararası çapta yoğun ve baş döndürücü bir hızda seyreden değişimlere ayak uydurabilmek için çalışanların isteklerine cevap verebilmek büyük önem taşıyor. Şirketlerin beklentilerine bakıldığında; kurum kültürüne ve yapısına bağlı, kendini sürekli geliştiren çalışanların bir adım öne geçtiği görülüyor. Çalışan ve işverenler arasındaki beklentiler uyumlu bir şekilde çözüldüğü zaman aidiyet hissi de yükseliyor.

Tüm bunların yanı sıra; işe alım trendleri de her geçen gün farklılaşıyor. Şirketlerin İK Departmanları, işe alacakları kişilerin yalnızca özgeçmişlerini incelemekle kalmıyor, sosyal medya hesaplarını da gözden geçiriyor.

Soyut Yetenekli Çalışanlar Bir Adım Öne Çıkıyor

LinkedIn’in 2019 Global Talent Trend Raporu‘nda, işe alım uzmanlarının yüzde 91’inin soyut becerilerin gelecekteki işe alım trendlerinde çok önemli bir rol oynayacağını belirttiği bilgisi yer alıyor. Bu raporda soyut yeteneklerin (soft skills) öneminin neredeyse somut yeteneklerin (hard skills) önüne geçtiğine de vurgu yapılıyor. Soyut yeteneğe sahip bireyler soyut ilişkiler kurabilmede, kavrama, üç boyutlu düşünebilme gibi konularda başarılı oluyor. Bu yeteneğe sahip bireyler özellikle öğrenme ve öğretmeye istekli olarak nitelendiriliyor. Aynı zamanda zihinde canlandırma, tasarım ve kurgulama gerektiren alanlarda bu çalışanların diğer çalışanlara oranla daha başarılı olduğu gözleniyor. Somut yetenekler ise; kişilerin işlerini yapabilmesi için gerekli olan teknik bilgi, birikim ve becerileri ifade ediyor. Soyut yetenekler genelde girişimcilik gibi sosyal becerilerin ön planda olduğu kariyer tercihlerinde önem kazanıyor. Somut yetenekler ise; mühendislik ve tıp gibi sayısal becerilerin daha yoğun olduğu alanlarda kullanılıyor.